Milli mücadelenin önderi; Birinci Meclis

TBMM’nin kuruluşunu işgal altındaki ülke için bir çıkış yolu olarak değerlendiren Prof. Dr. Rıdvan Akın, Birinci Meclis’i müdahalenin az, yerel insiyatifin daha fazla olduğu bir ortam olarak nitelendiriyor

Mustafa Dağıstanlı: ‘Osmanlı bir hayretistan bence’

Son zamanlarda özellikle dizi formatıyla ana akım medyada daha çok yer almaya başlayan Osmanlı İmparatorluğu’na duyulan ilgi ve merak gün geçtikçe artıyor. Peki, Osmanlı hakkında hangi bilgiyi ne ölçüde doğru biliyoruz? Mustafa Alp Dağıstanlı, Kasım ayında çıkardığı “Bildiğin Gibi Değil-Osmanlı” adlı ikinci kitabıyla yanlış bilinen doğruları anlatıyor.

Parvus Efendi ne demişti?

) Geçmişe dönük hüküm yazmayı marifet sayan kimi gazetecilerin ve gazetelerin, “ajan” ve “silah tüccarı” olarak nitelendirdiği Parvus Efendi’nin Türkiye için önemi, 1910-1914 arasında Önce Taninve Jöntürkgazeteleri, sonra da Türk Yurdu dergisi için kaleme aldığı makalelerden ve risalelerden kaynaklanıyor. Parvus Efendi’nin makalelerinin ilk kez Türkçe’ye çevrildiği ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “okudum” dediği ve ilk basımı … Devamını oku

David Kohen

Çekim için ses kontrolü yapıyoruz. O, daha biz söylemeden ne yaptığımızı fark ediyor ve mikrofona konuşmaya başlıyor. Sesi, kameranın üzerindeki “volume metre”de son derece gür ve net şekilde beliriyor.

“Sesiniz çok iyi” diyorum.
“Benim sesim yaşıma uygun değil” diye cevaplıyor, “telefonda benle konuşanlar karşılaşınca çok şaşırıyor. Çünkü olduğumdan çok daha genç olduğumu sanıyorlar.”

1924 doğumlu. 60 yıllık sigortacı. Türkiye’de faaliyet gösteren en eski firmalardan birinin sahibi. 19. yüzyılın sonlarında, kendisiyle aynı ismi taşıyan dedesi David Kohen’in Selanik’te başladığı bu mesleği ailesinin üçüncü kuşağı olarak yürütüyor. Eskisi kadar çalışmasa da her gün saat 08:30’da, Maslak’taki plazalardan birindeki bürosunda oluyor. İşleri yürüten “dördüncü kuşağa” yardımcı oluyor.

Kohen, ilerleyen yaşına rağmen bulunduğu sektörün sorunlarına kafa yoran ve bunu yaparken geride bıraktığı 60 yılın deneyiminden yararlanan biri, belki de tek isim. Hatip ve nüktedan. Bu nedenle onu sigortacıların kendi içinde gerçekleştirdiği hemen her toplantıda kürsüde ya da genel müdürlerin masasında görebilirsiniz. (Ama 86 yaşındaki Kohen’in “kadın nüfusunun azlığı” nedeniyle bu masayı beğenmediği de olur!)

Kohen’in genç meslektaşlarına aktardıkları sadece sektörün gidişatıyla ilgili gözlemleri değil. Deneyimli işadamı aynı zamanda “Türkiye’nin Wall Street”i olarak tanımladığı ve geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında ülkedeki finans piyasasının merkezi konumundaki Bankalar Caddesi’ni en iyi bilen isimlerden. Mesleğinin, ülkemizdeki yakın tarihinin yakın tanığı. Beş yıl önce katıldığı bir toplantıda konuşma yapan bir yöneticinin, Türkiye’de erken dönem sigortacılığı hakkında yanlış bilgiler verdiğini görmesi üzerine “anlatmanın zamanı geldi” diye düşünüyor. “Gerçekten bilmiyorlar” diyor, “çünkü bizim sigortacılık tarihimiz gerçek anlamda yazılmadı.” Ve genç meslektaşlarını Bankalar Caddesi’ne götürüp, bina bina dolaştırıyor. Kohen bu caddedeki, sigorta ve finans şirketlerinin bulunduğu ünlü Union Han’da 1948’den 1999’a kadar çalışmış. O yıl, kızı ve damadının da yönetici olduğu şirketini finansın yeni merkezi Maslak’ta bir plaza taşımış. Türkiye’de mesleğini, en azından sigortacılığı, sektörün emekle döneminden başlayarak devasa plazalara taşındığı günlere kadar sürdüren bir başka isim olduğu konusunda şüpheliyim.

Gelgelelim Kohen’in mesleğinin tarihine ilgisi sadece bilgi edinmekle sınırlı değil. Uzun yıllardır sigorta belgeleri ve görselleri topluyor. Bunca parçayı nereden topladınız sorusunu yine soruyla cevaplıyor: “Koleksiyoncu malını nerden temin eder? Sağdan, soldan, sabırla müzayedelerden, bazı evlerin satışlarından…”

İşte Kohen’in sağdan soldan sabırla topladığı koleksiyonunun bir bölümü (yaklaşık üçte biri) geçtiğimiz aylarda Bankalar Caddesi’ndeki Osmanlı Bankası Müzesi’nde bir sergiye konu oldu. “Mal Canın Yongasıdır” ismini taşıyan sergi, Türkiye topraklarındaki sigortacılığın Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki günlerini canlandırıyordu.

Türkiye’nin belki de en yaşlı sigortacısı olarak Kohen’in kaygıları sadece geçmişi belgelemekle ilgili değil. “Bugün Türk ekonomisinin, dünyanın ilk 15. büyük ekonomisi olarak anılıyor” diyor. “Oysa sigortacılığımız 40. sırada bile değil. Aradaki büyük uçurumu kapatabilecek güçte olmamıza rağmen temel hatalar yaptığımıza inanıyorum” diye ekliyor. Umuyorum ki David Kohen Türk sigortacılığının, onun arzu ettiği yere geldiğini de görebilecek.


Haber:
Kurgu: Ertan Önsel-İşvecan Özen
Kamera: Gökhan Tünay

13 santim Türk büyükleri

Mesleğini seven, mümkün olduğunca dünyadaki meslektaşlarını takip eden, genç ve cesaretli bir girişimci Mahmut Kahraman. İstanbul Eminönü Mercan yokuşundaki hediyelik eşya dükkânından sık sık “dışarıya” bakıp, oyuncak piyasasının Uzakdoğu’ya teslim olduğu bugünlerde yeni ve özgün bir şeyler üretmeye çalışıyor. Kamuoyunun tanıdığı bir isim değil; tanınmayı da istemiyor zaten. Ama en az yarım milyon kişi, cismini … Devamını oku

50 liraya şeriat

Yeni banknotlar yılbaşında tedavüle girdi. Küçüklüğüne bakıp, “Monopoly parası gibi” ya da “oyuncak mı bu?” diye eleştirildi. Yeni paralardaki değişiklikler küçüklükleriyle sınırlı değildi. Ön yüzünde her zaman olduğu gibi Atatürk portresi bulunan paraların arka yüzlerinde ise ilk kez bilim ve edebiyat alanında isim yapmış kişilere yer verildi. Bu isimlerden birisi de 50 liralık banknotların arka … Devamını oku

Osmanlı’nın feministleri

Bugün Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 74. yıl dönümü. Aradan geçen yıllar boyunca kadının hak mücadelesi siyasal, kültürel, sosyal alanlarda devam etti. Feminist mücadelede yer alan kadınların sokaklara inmesi ya da taleplerini daha gür bir sesle dile getirmesine ilişkin örneklerle son yıllarda daha sık karşılaşsak da, bu topraklardaki kadın mücadelesinin kökeni Osmanlı dönemine … Devamını oku

Trajik varoluşun buralı hâli: Osmanlı 19. Yüzyılı

Barış Aydın II. Meşrutiyet’in 100. yılını idrak ettiğimiz şu günlerde Osmanlı’nın son dönemine yönelik ilgi yeniden alevlendi. Bu ilgiyi hem genç Cumhuriyet’e giden yolun altyapısını oluşturan, hem de Osmanlı gibi kozmopolit bir ahir zaman imparatorluğunun, çağı yakalamak uğrundaki son hamlelerini kapsayan 19. yüzyıl üzerinden değerlendirmek daha makul görünüyor. Eric Hobsbawn’ın 1789 Fransız Devrimiyle başlatıp 1914’te … Devamını oku