Kamp Armen’in çocukları

Önceki gün son sahibi tarafından yıkımına başlanan ve tepkiler nedeniyle aynı gün durdurulan Tuzla Çocuk Kampı (Kamp Armen), Ermeni toplumu için sembolik anlamı yüksek bir mekân.

Kamptan yetişen çocuklar ve “kampın ekmeğini yemiş, suyunu içmiş” olmasa da gönlü orada olanlar, her Nisan’ın son hafta sonu bir piknikte buluşur, anılarını tazeler ve 1983’te mahkeme kararıyla ellerinden alınan ve 32 yıl boyunca atıl kalan kamplarına duydukları özlemi dile getirir. Bu buluşmalar, Kamp Armen’in çocuklarından Garabed Orunöz tarafından organize edildi.

Bugün 55 yaşındaki Garabed Orunöz kampa 1967’de, 7 yaşındayken adım atmış ve sekiz yazını burada geçirmişti. Orunöz 1975’te eğitim amacıyla Türkiye’den ayrıldı. Ancak döndüğünde Kamp Armen’de kendisini bir sürpriz bekliyordu: Anneleri öldüğü için 3,5 aylıkken evlatlık verilen ve 15 yıldır görmediği kız kardeşi Filor’u burada bulacaktı.

26 Nisan 2014’teki buluşmada Orunöz, Hrant Dink’in 1998’de kaleme aldığı “Kaybolmayın Çocuklar” başlıklı yazısının da konusu olan bu hikâyeyi anlatıyor. En sonda şunu söylüyor Orunöz:

“Hrant ağabey ‘Daha ağlamanın zamanı değil. Gelin yemek yiyelim ve bir daha da kaybolmayın’ dedi. Sonra Agos’u kurduğunda da ‘Kaybolmayın Çocuklar’ diye bir yazı yazdı. O bizim hikâyemizdi. Biz de onu aynı isimli film yaptık. Ama burası 31 yıldır kayıp (…) Biz burayı geri istiyoruz

Videoda Orunöz’ün yanındaki çocuklar, Kamp Armenli büyüklerinin o gün bisiklet hediye ettiği Aziz Nesin Vakfı’nda yetişmekte olan çocuklar.

VİDEO: Gökhan Tan

Norveç’in Türkiye’den alacak çok dersi var

Norveç’in zavallı siciliyle bizimki mukayese bile kabul etmez. Ama biz “yaradılanı hoşgör yaratandan ötürü”müzle, “ne mutlu Türküm diyene”mizle, medeniyetler beşiği olmamızla vs övünebilme becerisini de gösterebiliyoruz işte.

Adaletin peşinde dört yıl

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink katledilişinin dördüncü yılında Agos Gazetesi önünde anıldı. Gazeteci Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazetenin Şişli Halaskârgazi Caddesi’ndeki ofisi önünde silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Törene katılanlar, Agos’un önüne kırmızı karanfiller bırakarak mum yaktı; ”4 yıldır yargı yok”, ”4 yıldır meclis yok” yazılı dövizler taşıdı; “Hepimiz Hrantız”, “Hrant için … Devamını oku

Siviller “merhabarev” dedi

Geçen yılın sonlarında Türk dış politikasında son dönemin en temel kırılmalarından biri yaşanmıştı; Ermenistan’la normalleşme süreci. İki ülke milli takımları arasında 2008 yılında oynanan iki maçla başlayan futbol diplomasisiyle Cumhurbaşkanları biraraya gelmiş ve süreç meyvelerini vermeye başlamıştı. Ertesi yıl İsviçre’nin arabuluculuğuyla sürdürülen Türkiye-Ermenistan görüşmelerinde bir noktaya kadar gelinmiş ve protokoller imzalanmıştı. Protokole göre Türkiye’nin Karabağ … Devamını oku

Ermenistan 2011 seçimine kadar bekleyecek

) kapaktan yer verdiği yazısıyla gıyabında tanışmıştım. “Beni daha iyi anlamanız için size dürüstçe ve samimiyetle kişisel öykümü anlatacağım” diye başladığı yazısında Giragosian, “Ben bir Ermeni milliyetçisiydim, bir dönem Türkler’e yönelik korku ve nefret ortamında aktif ve saldırgan bir diaspora Ermenisi olarak yetiştim. Ayrıca Ermeni siyasetindeki en milliyetçi grubun faal bir üyesiydim. Taşnak Partisi’nin (Türkiye … Devamını oku