Krizden kaçarken sele kapılmak

Ekonomik kriz üzerine gelen sel felaketi, İkitelli’de hem halkı hem de gayrimenkul sektörünü etkiledi. Ekonomik bunalım yüzünden geçim sıkıntısı yaşayan İkitelli sakinleri bir de selin getirdiği maddi ve manevi sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Sel, İkitelli ve Halkalı bölgelerinde toplu konut alanında çalışan emlâkçileri ise daha farklı bir şekilde etkiledi. Ekonomik kriz ve TOKİ’nin son dönemde … Devamını oku

Selimpaşa’da birinci ay

Ayşegül Aydın Sel felaketinin İstanbul’da yarattığı tahribatı gidermek üzere yapılan çalışmalar çok yavaş ilerliyor. 8 ve 9 Eylül’de yaşanan felaketin üzerinden tam bir ay geçmesine rağmen, selin en çok zarara yol açtığı Silivri ilçesine bağlı Selimpaşa beldesinde bu yavaşlığı görmek mümkün. Beldede 8 Eylül’de Boğluca Deresi’nin taşması nedeniyle denizle dere yatağı arasındaki alan sular altında … Devamını oku

Bir İstanbul Masalı’nın sonu

Mahmut HamsiciNeo-liberalizm zamanında İkitelli’yi ne de güzel parlatmıştı. Önceki kuşakların üzüm bağlarıyla, tarlalarla andığı topraklar 1980’lerin sonundan itibaren plaza cennetine dönmüş, tekstil plazalarına Babıali’den her anlamda koparak gelen medya plazaları da eklenmişti. Turgut Özal imzalı E-6 otobanına bağlanan Basın Ekpres yolu sağlı sollu şık cam binalarla dolmuştu. Beyaz yakalıların düşük ücretlerle uzun mesailerle çalıştığı allı, … Devamını oku

Tünel’de polisin meydan dayağı

Temmuz ayında yürürlüğe giren sigara yasağı, İstiklal’deki tüm mekânlarda da tam gaz uygulanıyor. Bu nedenle de sigara içmek isteyenler, mekân önlerinde ihtiyaçlarını gideriyor. Zaten hükümetin yasaya karşı bulduğu başlıca çözüm, insanların dışarıda sigara içmesi. İstiklal’de eğlenmek isteyenler için ise bu ciddi bir sorun teşkil etmiyor, çünkü mekânların önünde çoğu insan müzik olmadan da arkadaşlarıyla sohbet … Devamını oku

David Kohen

Çekim için ses kontrolü yapıyoruz. O, daha biz söylemeden ne yaptığımızı fark ediyor ve mikrofona konuşmaya başlıyor. Sesi, kameranın üzerindeki “volume metre”de son derece gür ve net şekilde beliriyor.

“Sesiniz çok iyi” diyorum.
“Benim sesim yaşıma uygun değil” diye cevaplıyor, “telefonda benle konuşanlar karşılaşınca çok şaşırıyor. Çünkü olduğumdan çok daha genç olduğumu sanıyorlar.”

1924 doğumlu. 60 yıllık sigortacı. Türkiye’de faaliyet gösteren en eski firmalardan birinin sahibi. 19. yüzyılın sonlarında, kendisiyle aynı ismi taşıyan dedesi David Kohen’in Selanik’te başladığı bu mesleği ailesinin üçüncü kuşağı olarak yürütüyor. Eskisi kadar çalışmasa da her gün saat 08:30’da, Maslak’taki plazalardan birindeki bürosunda oluyor. İşleri yürüten “dördüncü kuşağa” yardımcı oluyor.

Kohen, ilerleyen yaşına rağmen bulunduğu sektörün sorunlarına kafa yoran ve bunu yaparken geride bıraktığı 60 yılın deneyiminden yararlanan biri, belki de tek isim. Hatip ve nüktedan. Bu nedenle onu sigortacıların kendi içinde gerçekleştirdiği hemen her toplantıda kürsüde ya da genel müdürlerin masasında görebilirsiniz. (Ama 86 yaşındaki Kohen’in “kadın nüfusunun azlığı” nedeniyle bu masayı beğenmediği de olur!)

Kohen’in genç meslektaşlarına aktardıkları sadece sektörün gidişatıyla ilgili gözlemleri değil. Deneyimli işadamı aynı zamanda “Türkiye’nin Wall Street”i olarak tanımladığı ve geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında ülkedeki finans piyasasının merkezi konumundaki Bankalar Caddesi’ni en iyi bilen isimlerden. Mesleğinin, ülkemizdeki yakın tarihinin yakın tanığı. Beş yıl önce katıldığı bir toplantıda konuşma yapan bir yöneticinin, Türkiye’de erken dönem sigortacılığı hakkında yanlış bilgiler verdiğini görmesi üzerine “anlatmanın zamanı geldi” diye düşünüyor. “Gerçekten bilmiyorlar” diyor, “çünkü bizim sigortacılık tarihimiz gerçek anlamda yazılmadı.” Ve genç meslektaşlarını Bankalar Caddesi’ne götürüp, bina bina dolaştırıyor. Kohen bu caddedeki, sigorta ve finans şirketlerinin bulunduğu ünlü Union Han’da 1948’den 1999’a kadar çalışmış. O yıl, kızı ve damadının da yönetici olduğu şirketini finansın yeni merkezi Maslak’ta bir plaza taşımış. Türkiye’de mesleğini, en azından sigortacılığı, sektörün emekle döneminden başlayarak devasa plazalara taşındığı günlere kadar sürdüren bir başka isim olduğu konusunda şüpheliyim.

Gelgelelim Kohen’in mesleğinin tarihine ilgisi sadece bilgi edinmekle sınırlı değil. Uzun yıllardır sigorta belgeleri ve görselleri topluyor. Bunca parçayı nereden topladınız sorusunu yine soruyla cevaplıyor: “Koleksiyoncu malını nerden temin eder? Sağdan, soldan, sabırla müzayedelerden, bazı evlerin satışlarından…”

İşte Kohen’in sağdan soldan sabırla topladığı koleksiyonunun bir bölümü (yaklaşık üçte biri) geçtiğimiz aylarda Bankalar Caddesi’ndeki Osmanlı Bankası Müzesi’nde bir sergiye konu oldu. “Mal Canın Yongasıdır” ismini taşıyan sergi, Türkiye topraklarındaki sigortacılığın Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki günlerini canlandırıyordu.

Türkiye’nin belki de en yaşlı sigortacısı olarak Kohen’in kaygıları sadece geçmişi belgelemekle ilgili değil. “Bugün Türk ekonomisinin, dünyanın ilk 15. büyük ekonomisi olarak anılıyor” diyor. “Oysa sigortacılığımız 40. sırada bile değil. Aradaki büyük uçurumu kapatabilecek güçte olmamıza rağmen temel hatalar yaptığımıza inanıyorum” diye ekliyor. Umuyorum ki David Kohen Türk sigortacılığının, onun arzu ettiği yere geldiğini de görebilecek.


Haber:
Kurgu: Ertan Önsel-İşvecan Özen
Kamera: Gökhan Tünay

2010’un AKM ile imtihanı

Mimar Tabanlıoğlu’nun Ekim 2008’de tamamladığı Atatürk Kültür Merkezi yenileme projesinin uygulama ihalesi dokuz ay sonra yapıldı. İnşaatın 210 günde tamamlanacağının söylenmesine rağmen, AKM’nin 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti’ne yetişip yetişmeyeceği belli değil.

Haliç Kültür Havzası projeleri

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi, Kültür Yönetimi ve Sanat Yönetimi son sınıf öğrencilerinin Haliç’e değişik açılardan yaklaşarak sosyal ve kültürel yönlerini ön plana çıkarmak amacıyla hazırladıkları projeler 29 Mayıs’ta santralistanbul’da tanıtıldı. Haliç Rehberi, Fener-Balat’tan, Liselilerin İstanbul Sokakları ve Liseliler 2010’a Katılıyor! projelerinin tanıtım etkinliğine yerel yöneticiler ve kültür-sanat yöneticilerinin yanı sıra, Haliç … Devamını oku

Efsane geri dönüyor

Son demlerinde bile gözleri parıldayan, yürekleri aşkla ve sevgiyle dolu olan, müziğin ritmini her daim içlerinde hisseden Küba’nın efsanevi grubu Bueno Vista Social Club 28 Nisan’da Santral İstanbul’da. Kimilerine göre süper dedeler, kimilerine göre ihtiyar delikanlılar. Daha önce Türkiye’ye hem teker teker hem de grup olarak gelen “Buena Vista” bir çok kayba rağmen hâlâ ayakta … Devamını oku

İstanbul’da Paskalya

Hıristiyan inancına göre, Hz. İsa’nın çarmıha gerilişi ile yeniden dirilişini sembolize eden Paskalya Bayramı geçtiğimiz hafta kutlandı.

Tüm dünyadaki Hıristiyanlar gibi istanbul’da yaşayan hıristiyan cemaatler de paskalya çörekleri ve boyalı yumurtalarla başlayan paskalya ritüellerini pazar günü kiliselerinde gerçekleştirdikleri törenlerle noktaladılar.

HaberVs, Paskalya’yı ve İstanbul’daki Hıristiyan cemaatlerin paskalya kutlamalarını araştırdı ve izledi.

Eyüp’ün ahşap oyuncakları yeniden vitrinlerde

Osmanlı döneminde 18’inci yüzyıldan başlayıp 1950’li yıllara kadar üretilen Eyüp oyuncakları bugün yeniden canlandırılıyor. Eyüp Belediyesinin desteğiyle, Avrupa Birliği ve Türkiye iş kurumu’nun ortaklığında yütütülen Eyüp Oyuncakları Projesi kapsamında oluşturulan atölyede ahşap oyuncaklar yeniden hayat buluyor. Atölyede oyuncak üretimini Bölgede oturan kadınlar gerçekleştiriyor.