Başkan Farsakoğlu’ndan Kınalıada cevapları


İstanbul Kınalıada’da üç plaj tesisi ve bir restoran 19 Nisan sabahı Kıyı Kanunu’nu ihlal ettiği gerekçesiyle, bir önceki hafta ise birçok gecekondu tapusuz olduğu için Adalar Belediyesitarafından yıkıldı. HaberVskamerasına konuşan tesis yetkilileri, evraklarına bakılmadan, tebligat gönderilmeden işyerlerinin yıkıldığını iddia etmişlerdi. Yıkım sonrasında Adalar Belediyesi Başkanı’nın orada olduğunu ama hiç kimsenin görüşemediğini söyleyen işletme sahipleri, kendi seçtikleri bir kişinin kendilerine başkanlık yapmadığından yakınmışlardı.

22 Nisan günü, öğlen saatlerinde Kınalıada’dan gelen yaklaşık 25 gecekondu sahibi, Büyükada’daki Belediye binasında Başkan’la görüşmek istedi. Bunun üzerine meclis salonunda bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Kanunu açıkça ihlal eden gecekondu sahiplerinin çoğu hatasının farkındaydı, çünkü hiçbirinin ruhsatı yoktu. Kınalıada sakinleri, kendi deyimleriyle “70 yıldır burada yaşamalarına rağmen”, evlerinin neden şimdi yıkıldığına anlam veremiyordu.

Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, herkese tebliğ gönderildiğini belirterek, gecekondu sahiplerine yıkım haberinin önceden verildiğini dile getiriyor. Buna rağmen yıkım esnasında gecekondularda yaşayan insanların evlerinin yıkılmadığını belirtiyor. Farsakoğlu, bazı yurttaşların üçer tane gecekondularının olduğuna, bunlardan birinde yaşayıp, ikisini kiraya verdiklerine dikkat çekerek böyle bir duruma müsade etmeyeceklerini vurguluyor. Farsakoğlu, gecekondudan başka barınacak yerleri olmayan insanların evlerinin yıkılmayacağını da özellikle belirtiyor.

Mustafa Farsakoğlu, toplantıdan sonra HaberVs’nin, kaçak iskele, yıkılan tesisler ve gecekondular hakkındaki sorularını cevapladı. Başkan, adalardaki iskelelerin üzerinde sorumluluklarının olmadığını, tek yetkilinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğunu belirtti. Farsakoğlu, Büyükşehir Belediyesi’nin 1 Nisan tarihli “Kaçak iskeleye Adalar Belediyesi izin verdi” açıklamasına da tepkili:

“Biz sadece Kooperatif İskelesi’nin üzerine geçici tente yapılmasına izin verdik ama onlar iskele yapımına müsaade ettiğimizi söylüyorlar!”

Kıyıda tesisleri yıkılan işletmecilerin evraklarının olmasına rağmen, ne yazılı ne de sözlü tebliğ yapılmadan işyerlerinin yıkıldığına yönelik iddialarına ise Başkan Farsakoğlu, bu ruhsatları önceki yetkililerin gayri resmi yollarla verdiğini ve bu belgeleri düzenleyenler hakkında da hukuk mücadelesi başlatıcaklarını belirtirtiyor. Farsakoğlu, tesis sahipleri ve Kınalıada Muhtarı Hüseyin Şahin’in aksine, yazılı ve sözlü tebliğ yaptıklarını, hatta muhtara bile haber verdiklerini ifade ediyor. Farsakoğlu ayrıca bu yapıların gecekondu konumunda olması nedeniyle tebligat gönderilmeden de yıkılabileceğini savunuyor ve bu alanlara tek bir çivinin bile çakılmasının mümkün olamayacağını söylüyor.

Yıkılan tesislerin sahipleri “Buralar kimlere peşkeş çekilecek, bundan sonra ne olacak merak ediyoruz” diye soruyor. Farsakoğlu bu konuda emin konuşuyor: “Halk plajı yapılacak, belediye tarafından işletilecek” diyor. Ada halkının ücretsiz, dışarıdan gelenlerin ücret karşılığı faydalanacağı bu plajların eskisi gibi yüksek fiyatları olmayacağını söylüyor. “Bu projeyle istihdam ve belediyeye gelir sağlayacağız. Bununla beraber kimi tesisler spor tesislerine dönüştürülecek” diye ekliyor.

Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, yıllar önce inşa edilen yapıların kanun gereği yıkıldığını söylerken, birden fazla kanunu ihlal ederek yapılan motor iskelesinin sorumluluğunu ise hiç almıyor. Topu tamamen Büyükşehir Belediyesi’ne atan Farsakoğlu, Adalar belediye binasının bile kaçak olduğunu, üzerinde yapılan projelerin usulsüz olduğunu belirterek tartışmayı daha da ilginç bir noktaya taşıyor.

Zabıtalar tünel kullanmayı öğretiyor

Serhan Yorgancı – Ufuk Ülger İstanbul’un ilk karayolu tüneli olan Piyalepaşa-Kağıthane tünelinin güvenliği Büyükşehir Belediyesi Trafik Müdürlüğü’ne bağlı zabıtalar tarafından sağlanıyor. Tünelin her iki girişinde bekleyen üçer kişilik trafik zabıtası ekibi, 1,6 kilometre uzunluğundaki tünele yük araçları ve yaya girişini engellemeye çalışıyor. İstanbul trafiğini rahatlatma iddiasıyla başlanan “7 Tepe 7 Tünel” projesinin ilk ayağı Piyalepaşa-Kağıthane … Devamını oku

Yalnız ve güzel çarşımız

İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, halk arasında bilinen ismiyle İMÇ Blokları, İstanbul’un kimilerine göre en değerli arazilerinden birinde varlığını sürdürmeye çalışıyor. Eski İstanbulluların alışveriş için uğrak merkezlerinden biri olmasına rağmen, bugünlerde eski hareketliliğini yitiren İMÇ, bir süredir bir tarafını Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı’nın diğer tarafını ise İMÇ esnafı ve mimarların oluşturduğu bir tartışmanın konusu haline geldi. … Devamını oku

7 tepe 7 tünel hâlâ çatlak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü 7 Tepe 7 Tünel Projesi kapsamında Dolmabahçe-Bomonti ve Piyalepaşa- Kağıthane tünellerinin 2009’un ilk aylarında ulaşıma açılması planlanıyor. Sözkonusu tüneller, Harbiye, Kurtuluş ve Şişli civarında zemin kayması nedeniyle bazı binalara hasar verdiği için eleştiriliyor.

Harbiye’deki Ölçek Sokak sakinleri bu yılın ilk aylarında evlerindeki hasarla ilgili olarak belediyeye başvurmuşlar ve inşaatın tamamlanmasından sonra gerekli onarımın yapılacağı yanıtını almışlardı. İnşaatın tamamlandığı şu günlerde onarım konusunda herhangi bir gelişme olup olmadığını öğrenmek için tekrar Ölçek Sokak’a gittik. Mayıs 2008’de ziyaret ettiğimiz, evlerinde hasar bulunan vatandaşlara, konutlarıyla ilgili sorunların giderilip giderilmediğini sorduk. Bakın ne cevaplar aldık…

Haber:
Kamera:
Gökhan Tünay – Haldun Ülkü

Likor Fabrikası’na 415 milyon YTL

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) iştiraki Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş tarafından gelir paylaşımı yöntemiyle tekrar satışa çıkarılan Mecidiyeköy’deki eski likör fabrikası arazisinin ihalesinde, 415 milyon 750 bin YTL ile idareye en yüksek payı, Aşçıoğlu İnşaat-Ofton İnşaat-Meydanbey İnşaat-Omak İnşaat Ortak Girişimi verdi. Mecidiyeköy’deki eski likör fabrikası arazisinin gelir paylaşımı yöntemiyle gerçekleştirilen ihalesinin ikinci etabını oluşturan … Devamını oku

Likör Fabrikası’nı sattırmayacaklar!

Duygu Sipahioğlu – Esra Söylemez Mecidiyeköy’ün ortasında yeşillik kalmış tek yer olan eski Likör Fabrikası’nın gelir paylaşımı yöntemiyle satışının ikinci aşaması olan açık artırma Temmuz’da gerçekleştiriliyor. Ancak satış işlemine başından beri karşı olan CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çaltı, satışı engellemeye kararlı. Çaltı bu amaçla arazinin imar planı değişikliğine karşı 6 Haziran 2008’de açtığı davaya … Devamını oku

Üçüncü köprüye yasal engel

Güventürk Görgülü İstanbul Boğazı`na yapılması planlanan üçüncü köprü ile Ataşehir Finans Merkezi, Silivri Havalimanı gibi projelerin yasal dayanağını oluşturan 1/100 bin Ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı, İstanbul 2. İdare Mahkemesi tarafından tespit edilen yetki ve şekil sakatlıkları nedeniyle iptal edildi, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından 14 Temmuz 2006 tarihinde kabul edilen İl Çevre Düzeni … Devamını oku

7 tepe, 7 tünel, sayısız çatlak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “7 tepe 7 tünel” projesi Mart 2006’da gündeme geldi. Konunun uzmanları tarafından “çıkmaz sokak” diye nitelenen bu proje, trafik için umulan rahatlamayı sağlamayacağı, yüksek maliyeti ve gerekli zemin araştırmalarının yapılmadığı gerekçeleriyle çok tartışıldı.

Dolmabahçe-Bomonti ve Piyalepaşa-Kağıthane arasındaki ilk iki tünelin yapımına bu tartışmalar içinde başlandı. Proje gibi, tüneller için vurulan ilk kazma da tartışmalıydı. Çünkü Büyükşehir Belediyesi, bu iki tünelin yapımı için ihale açmamış ve yapımcı firmaları “ani ve beklenmeyen durumlarda” başvurulan “davet usulü”ne göre belirlemişti.

Çatlayan binalar

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), tünellerin, güzergâh üzerindeki binalara hasar verebileceği konusunda uyarıda bulunanlardan biriydi. İMO İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe, “Yasal çerçevede bir ihale yapılmadı. Dolayısıyla konu ciddi bir proje olarak ele alınıp, güzergâhında fizibilite çalışması yapılmadı. Bu anlayışla yürütülen bir inşaatın, sıkıntı yaratması kaçınılmazdı” diyor.

Cemal Gökçe’nin dile getirdiği endişelerin haklılığı Okmeydanı semtinde ortaya çıktı. Bu semtteki dört binanın temelinde, Piyalepaşa-Kağıthane Tüneli’nin etkisiyle çökme görüldü ve binalar boşaltılarak mühürlendi.

Aynı şekilde Talatpaşa mahallesi Savaş sokakta bulunan 10 binanın, kolon ve duvarlarında ciddi çatlaklar oluştuğu belirlendi. Talatpaşa Spor Kulübü Lokali de bulunduğu beş katlı bir bina ile Savaş sokaktaki beş ile iki katlı yapılarda oturan vatandaşlar Ağustos 2007’de tahliye edildi.

Nisan 2008’de, diğer tüm tüneller gibi çift yönlü olması planlanan Bomonti Dolmabahçe Tüneli`nin tek yönde kazısı tamamlandı. Belediye, gelinen aşamayı tünelin içinde gerçekleşen bir etkinlikle kutladı. Aynı günlerde, bu tünelin geçtiği Kurtuluş ve Harbiye semtlerinden “çatlak sesler” yükselmeye başladı. Kurtuluş’taki Bilezik sokak ve Harbiye’deki Ölçek sokakta bulunan onlarca apartmanın duvar ve kolonlarında çatlaklar oluştu. Bina temelindeki oynama nedeniyle, kapı ve pencereler kapanamaz hale geldi.

Medyakronik muhabirleri, Ölçek sokakta yaşayan ve binaları zarar gören İstanbulluları ziyaret etti. Evlerinin görüntüsü, bir deprem sonrasını çağrıştıran vatandaşlar, genel olarak Belediye’nin üzerine düşeni yapmadığını dile getiriyor. Evinin yıkılma tehlikesi nedeniyle can güvenliği sorunu yaşadığını dile getiren bir vatandaş, çatlakların sıvayla kapanmak istenmesini “Örtbas etme” olarak yorumluyor. Tünelin mağdur ettiği bir başka ev sahibi ise toplu dilekçe vermelerine rağmen, “Önce tünel projesinin bitmesinin bekleyin” cevabını aldıklarını belirtiyor.

Topbaş: “Proje sayesinde gelecek kuşaklar sıkıntı çekmeyecek”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı, Dolmabahçe-Bomonti tüneli için Nisan ayında gerçekleştirilen törende, bu projeler sayesinde gelecek kuşakların sıkıntı çekmeyeceğini söylemişti. Görünen o ki, daha proje bitmeden yaşananlar, İstanbul halkının canından endişe etmesine neden oluyor.

Kurtuluş Bilezik sokaktaki mağdurlardan, milli atlet Bahattin Boğaz, Sabahgazetesinde yer alan habere göre, belediye yetkililerinin hasar gören eviyle ilgili bir çalışma yapmamasına tepki göstererek bir deprem uzmanından yardım aldı. Uzman, evin durumunu şöyle ifade etti: “Bu binada bir saat bile oturulamaz. Binanın kolonları dikine değil, enlemesine çatlamış. Her an çökebilir”.

Yeni tüneller

Gelgelelim tünel çalışmaları, verdiği hasarlara rağmen hız kesmeden devam ediyor. Dolmabahçe Bomonti ve Piyalepaşa Kağıthane arasındaki tünellerin Eylül 2008’de tamamlanması planlanıyor.

Sarıyer Çavuşbaşı ve Fulya Levazım arasındaki tünellerin de kazı çalışmaları başladı. “7 tepe 7 tünel” projesi kapsamında toplam uzunluğu 142 kilometreye ulaşan 32 tünelin inşası planlanıyor. Tünellerin, bağlantı yollarıyla TEM’e bağlanması da projenin hedeflerinden.

İhale aşamasında olan ve yakın zamanda başlanması ön görülen tüneller şunlar:
Levazım Sitesi -Akatlar Tüneli (6720 metre), Levazım-Zincirlidere Tüneli (2.940 metre), Eyüp (Silahtarağa ) Caddesi-Gaziosmanpaşa Caddesi Tüneli (200 metre).

Prof Tezcan: “En büyük ihanet”

Karayolu tünellerinin İstanbul için çözüm oluşturmayacağını savunanların temel dayanağı, tünellerin otomobil kullanımını özendireceği ve trafik yoğunluğuna gerçek çözümü getirecek metro gibi toplu taşıma alternatiflerine engel olacağı.

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Tezcan’a göre otomobiller, İstanbulluların sadece yüzde 15’ine ulaşım imkanı sağlamakla birlikte, yolların yüzde 94’ünü işgal ediyor. Tezcan, karayolu tüneli inşasını neden “İstanbul’un ulaşımına yapılabilecek en büyük ihanet” olarak gördüğünü şöyle anlatıyor: “Bir metro trenin bir yönde taşıdığı yolcuyu otomobillerle taşıyabilmek için, peş peşe 16’lık diziler halinde, 46 şeritli bir yola ihtiyaç gösteren 736 otomobillik bir filoya ihtiyaç vardır. Otomobillerle ulaşıma öncelik verirseniz, ne 46 şeritlik bir karayolu bulabilirsiniz, ne de içinde yaşanılacak bir kent.”

Maliyet ne kadar gerçekçi?

Büyükşehir Belediyesi metro inşasının, hem maliyet hem de fiziksel imkanlar açısından imkan dahilinde bulunmadığını savunuyor. Buna göre bir kilometre karayolu tünelinin inşası 10 ile 15 milyon dolar arasında değişirken, metro hattının bir kilometresi 30 milyon dolara çıkıyor.

Öğretim üyeleri, bu maliyetlerin de gerçekleri yansıtmadığı görüşünde. Prof. Dr. Semih Tezcan, iki gidiş, iki geliş dört şeritli bir karayolu tünelinin çapının minimum 17 metre olması gerektiğini ve durumda gerçek maliyetin kilometre başına 15 değil, en az 60 milyon dolar olduğunu belirtiyor. Tezcan, metro tünelinin kilometre başına inşaat maliyetinin, elektromekanik aksam ve istasyonlar hariç 30 milyon dolara çıkacağını belirtiyor.

Belediyenin toplam 2 milyar dolara mal edeceğini iddia ettiği karayollarının 4 milyar dolardan daha düşük bir miktara tamamlanamayacağı görülüyor. İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Gerçek, arada kilometre başına 10 milyon dolar fark olsa bile, tercihin metrodan yana olması gerektiğini savunuyor. Çünkü karayolundaki bir şeritte saatte 2 bin araç geçebiliyor ve İstanbul’daki otomobillerde ortalama yolcu sayısı 1.7 olduğu için, bir saatte 4 bin yolcu taşınabiliyor. Oysa metro, saatte 70 bin yolcu taşıyarak trafik yoğunluğunda önemli bir rahatlama sağlayabiliyor.

İnşa halindeki karayolu tünellerinin İstanbul trafiğine katkısı pek çok soru barındırıyor. Gelinen noktada tartışma götürmeyen tek şey, karayolu tünellerinin zarar verdiği binalarda yaşayan İstanbulluların canlarının tehlikede olması.

Haber: Gökhan Tan
Video: Sebu Akman-Haldun Ülkü

Likör’e tek teklif Kiler’den

İstanbul Mecidiyeköy’de kurulu Likör Fabrikası’nın arazisinin satışında tek teklif Kiler Grubu’ndan geldi. Yapılan açık artırmaya tek katılımcı olarak iştirak eden Kiler, vadeli muhammen bedel olan 295.7 milyon YTL önerdi. Ali Sami Yen Stadının yanındaki 23 bin 711 metrekarelik arazinin ihalesi, Emlak Konut’un Ataşehir’deki merkezinde açık artırma yöntemiyle noter huzurunda gerçekleştirildi. Muhammen peşin satış bedeli 275 … Devamını oku

Likör Fabrikası’nda ilan savaşları

Güventürk Görgülü İstanbul Mecidiyeköy’deki, eski Likör Fabrikası ve arazisinin Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Emlak Konut tarafından satışı, CHP Şişli İl Başkanlığı tarafından “ilan yoluyla” engellenmeye çalışılıyor. “Şişli Halkı; 24 dönümlük Likör Fabrikası Arsası 25.04.2008 tarihinde satılıyor, FARKINDA MISIN???” başlığıyla CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çaltı imzasıyla yayınlanan ilanlarda alt başlık olarak da “Sahibinden habersiz … Devamını oku