Elvan Abeylegesse’nin hayat koşusu




Ersan Bayram
ebayram@medyakronik.com

Süreyya Ayhan’ın 2002 Avrupa ve 2003 Dünya şampiyonalarında elde ettiği derecelere kadar Türkiye’nin atletizmde kadınlar alanında bir başarısından söz etmek mümkün değildi. Bin 500 metre koşularında önce birincilik, sonra da ikincilik kürsüsüne çıkan Ayhan iki yıl içinde iki madalya kazandırmıştı.

O zamanlar adı Ayhan kadar anılmasa da, madalya umudu olarak anılan bir başka atlet daha vardı: Elvan Can. Herkesin bildiği adıyla Elvan Abeylegesse. Etiyopya’dan bulup devşirilerek Türkiye vatandaşı yapıldığından mı bilinmez, basında hep üvey evlat muamelesi gördü Elvan.

Ta ki Süreyya Ayhan’ın yasaklı madde kullandığı gerekçesiyle Atletizm Federasyonu tarafından ömür boyu yarışlardan men cezası almasına kadar. Süreyya Ayhan tam da 2008 Pekin Olimpiyatları öncesinde spor hayatını noktalayınca, Türkiye spor basınının “madalya umudumuz haberleri”nin öznesi, böyle kötü bir olayla ön plana çıkmayı elbet kendisinin de istemediği Elvan Abeylegesse’ydi.

Gazetecilere yanıtı pistlerde verdi

Artık çıktığı her yarışta madalya beklenen atletimiz olmuştu Elvan. İşte böyle beklentilerin dorukta olduğu Avrupa Kulüpler Şampiyonası’nda dereceye giremeyince eleştirilerin odağına yerleştirildi. “Dünya Şampiyonası’nda olumsuz etkilenmemek için erken form tutmak istemedim” diye açıklama yapsa da, atletizmle ilgisi sadece başarıları büyütüp başarısızlıkları mahkum eden gazeteci ordusu tarafından yine de eleştirildi.

Spor basınına göre beklentiler düşük tutulmalıydı. Ama Elvan’ın yanıtı 2007’de Japonya’nın Osaka kentinde düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası’nda geldi. Elvan Abeylegesse 10 bin metrede dünya ikincisi olarak gümüş madalyayı kazanmıştı. Spor basınına hakim olan futbol tutkusu nedeniyle pek haberlerine rastlanılmasa da, Elvan Abeylegesse Pekin Olimpiyatları öncesinde madalyaya en yakın isim.

“Elvan artık sizin çocuğunuz”

Elvan Abeylegesse, 11 Eylül 1982’de Etiyopya’nın başkenti Addis Abada’da yedi çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendisini Türkiye adına pistlerde koşmaya başlatan süreç ise Enka kulübünün 1998’de Atina’da düzenlenecek Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası yarışmalarına iyi bir takımla katılmak istemesiyle başladı.

Kulüp yöneticileri, atletizm sever bir işadamı olan Önder Özbilen’den Beyaz Rusya ve Etiyopya’dan iyi bir atlet bulmasını rica etmişti. Bu amaçla Etiyopya’ya giden ve Almuti isimli bir atletle anlaşmayı kafasına koyan Özbilen, tesadüfen duvarda asılı bir liste gördü. Dünya Gençler Şampiyonası’nda 9’uncu olan 15 yaşında ki bir kızın adı dikkatini çekmişti. Hewan Abeye isimli bu kızın kendisinden 3 yaş büyüklerle yarışıp küçümsenmeyecek bir sırada yarışı bitirmesinin tesadüf olmadığını düşünen Özbilen aradığı atleti bulmuştu. Apar topar bulunan adrese giderek her ay 300 dolar ödemeyi söz verdiği babasından, “Elvan artık sizin çocuğunuz” sözlerini duyunca Hewan için Türkiye’nin kapısı açılmıştı.

Kendisine güvenenleri yanıltmadı

Hewan Abeye 1999’da Enka tarafından Türkiye’ye getirilerek Türk vatandaşı yapıldı. Artık adı Elvan Can’dı. Kendisine güvenenleri haksız çıkarmadı Elvan Can. 1999’dan itibaren Türkiye adına katıldığı yarışmalarda 9 altın, 1 gümüş, 4 de bronz madalya kazandı.

Atletizm dünyasının en önemli organizasyonlarından biri olan Golden Leaugue’de 5 bin metrede birinci olduğu yarışmada elde ettiği 14.24.68’lik derecesiyle bir de dünya rekoru kırdı. Başarı merdivenini yavaş yavaş tırmandı. 11. Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 10 bin metre bayanlarda ikinci olarak gümüş madalya kazandığında artık kendi dalındaki dünya sıralamasında 7. sırada yer alıyordu.

Dünya Abeylegesse’yi konuşuyor

Başarılı atlet gösterdiği üstün performansla dünya basınında yer alınca, haliyle dünya medyasının da ilgi odağı oldu. İtalyan La Gazetta Della Sport gazetesinin “Atletizmin yeni yıldızı” dediği Elvan Can İngiliz yayın kuruluşu BBC tarafından “Pistte yeni bir marka” diye tanıtılıyordu. Uluslararası bir TV kanalı olan Eurosport’ta “Çin’li Bo Jiong’ın rekorunu 3 saniye geliştirilmesi ne kadar iyi bir sporcu olduğunu ortaya koydu” deniyordu.

Yeni hedef ev sahibi olmak

Elvan Can, geride bıraktığı ailesinin yaşamını da kulübünden aldığı maaş ve başarısıyla paralel gelen para ödülleriyle destekliyor. Elvan ailesini desteklese de, uluslararası başarılarına rağmen kendisi Türkiye’de pek destek görmedi. Öyle ki, neredeyse 10 yıldır Enka tesislerindeki baraka benzeri bir evde yaşamaya devam ediyor. Beğendiği ev için müteahhit firma önce indirim sözü vermişti. Ama TOKİ yetkilileri bu sözün yerine getirilmeyeceğini açıklayınca tekrar barakasına dönmek zorunda kaldı. Elvan Can’ın şimdiki hedefi ise TOKİ konutlarından bir ev sahibi olmak.

“Elvan Abeylegesse’nin hayat koşusu” üzerine 4 yorum

  1. gerçekten güzel bilgiler içeren bir site ELVAN ABEYLEGESSE hakkındaki ödevim süper oldu.

Yorumlar kapalı.