Meltem Ürüt
murut@medyakronik.com
İlknur Aydoğan
iaydogan@medyakronik.com
“Ne yapacaksınız Davutpaşa’da?” Davutpaşa’ya nasıl gidileceğini sorduğumuz birkaç insan önce şaşırdı sonra yolu tarif etti. Ama özellikle patlamanın olduğu, 23 insanın öldüğü yere gitmek istediğimizi duyan metro görevlisi orada olma amacımıza anlam veremedi.
Davutpaşa’da ne işimiz olduğunu biliyorduk biz; 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda ölen işçiler anılacaktı. Ama Davutpaşa’nın rutin haber yapmaya imkân vermeyecek bir ruhu vardı ya da ruhsuzluğu. Davutpaşa’yı anlatırken kokusundan, dokusundan bahsedemeyiz. Kokusu, dokusu yok bu işyeri semtinin. Nefes almıyor. Üç ay önce yiten 23 nefesin buradaki havaya etkisi var kuşkusuz, bir de hala mezarlık gibi duran patlayan bina enkazının…
Paydos zili çaldıktan sonra işçilerin tek mola yerleri enkaz alanının önü. “Burası bir mezarlık sayılır, insanların burada kanı döküldü. Ama şimdi belediyenin çöplüğüne döndü.” diyor Yaşar Soyaslan. Anma töreninde karanfiller, işçi Soyaslan’ın dediği gibi çöplüğe dönen patlama alanına bırakıldı.
İşçiler sessiz kaldı
Davutpaşa’da yaşananlar henüz çok taze olmasına rağmen patlamanın hemen yanı başındaki atölyelerde çalışan işçilerin çoğu, duruma sessiz kaldı. Oysa tören, diğer çalışanların da sesleriyle ortak olabilmeleri için 12.00’de yani öğle tatilinde başlatılmıştı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartlarının yanında patlamada ölenlerin fotoğraflarını da taşıyan grup, onlara katılmayan işçilere eylem çağrısı yaptı. Katılımcılardan biri “bunlar da şansa yaşayanlar işte” dediği işçilerin çoğu iş hanlarının pencerelerinden töreni sadece izledi. TEKSİF işçi temsilcisi Kadriye Akın ise “Bu yaşlı halimle geldim, siz de katılın, bu patlamada siz de ölebilirdiniz” diye seslendi.
Patlamada ölen 21 yaşındaki bir kozmetik işçisinin teyzesi Emine Korkmaz yetkililerin sözlerini tutmadığından şikâyetçiydi. Ölen işçinin annesi devlet memuru olduğu için yardım talebi reddedilmiş. Teyze Emine Korkmaz ailelerin olay sonrasında acılarıyla baş başa bırakıldığını dile getirdi: “Bundan sonra onlardan hiçbir şey beklemiyoruz. 21 yaşındaki bir gencin hayatını geri getirebilecekler mi?”
Davutpaşa’daki patlamadan sonra bilirkişi raporu hazırlanmıştı. Raporda İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi, Çalışma Bakanlığı ile elektrik kurumu suçlu bulunmuştu. Törende konuşmak için söz alan çorap işçisi Selim Yavuz: “Bilirkişi raporunda her şey ortada. Artık adım atılmalı ve gereken yapılmalı. Ailelere aylık bağlanıp yaralar sarılacak diyenlerden bugünlerde ses çıkmıyor. Biz bu olayın sonuna kadar peşini bırakmayacağız” dedi. Tören sonrasında “Katiller belli, hesap sorulsun”, “Kaza değil, bu bir cinayet” sloganları atıldı.
“Coplanıp geldim”
Patlama enkazının hemen karşısındaki iş hanından yalnızca bir işçi Taksim’deki 1 Mayıs kutlamalarına katılmış. İşyerinden “kaçak” olarak eyleme katıldığı için adını kullanmamızı istemeyen lastik işçisi kendi deyimiyle “coplanıp gelmiş”. Tüm iş hanında Taksim’deki eyleme katılan tek işçi olduğu için onunla konuşabilmek bizim için çok önemliydi. Taksim’e işyerinden izinsiz olarak giden lastik imalatı işçisi işini kaybetme korkusuyla bizimle konuşmak konusunda çekingen davrandı. Konuşmak için işyerinin kapısına kadar gittiğimizdeyse bizi kıramadı.
Kulağının arasına sıkıştırdığı iplik iğnesi, belinde makasıyla işbaşında sorularımızı yanıtladı. Başlarda, “Patronlar izin vermez, işimizden olmayalım” deyip röportaja tereddütlü yaklaşmıştı ama aslında söylemek istediği çok şey var. Örneğin gerçek bir bayram havasında İşçi Bayramını kutlayabilmek istiyor. Lastik işçisi: “Taksim meydanına çıkacaksın, içinden geleni söyleyeceksin. Taşla, sopayla değil. Galatasaray, Fenerbahçe şampiyon olunca Taksim’e çıkıyor, niye onlara ses çıkarılmıyor? Çünkü onlar bir şey istemiyor devletten” diyor. Sesini yükseltmeyen işçilerden o da şikayetçi: “Bugün Davutpaşa’daki eylemde binlerce insan olması lazım. Patlama anında 4 bin kişi birikmişti alanda, kimisi meraktan, kimininse orada arkadaşı vardı. Ama bugün yoklar. Çünkü vatandaş korkuyor. Ödemesi gereken kirası var, elektrik, su faturası var. 600-700 YTL kazandığı işini de kaybetmeye korkuyor.”
“Paydos sona erdi” zili çaldıktan sonra Davutpaşa’da işçiler işbaşı yaptı. Kimisi çorap tezgahına kimisi lastik atölyesine döndü. Her gün işe gelirken, öğle paydosunda, iş çıkışında yanı başındaki yıkımın ve ölümün resmini görüyorlar. Bundan sonra istedikleri bu ayıbın ortadan kaldırılması.