Gazeteci Hrant Dink, öldürülüşünün 3. yıldönümünde anıldı. Dink’in kurucusu olduğu Agos gazetesinin İstanbul Şişli’deki bürosunun önünde yapılan anma törenine katılan yaklaşık üç bin kişi, suikastın gerçek faillerine ulaşılamamasını eleştirdi.Cinayetten 3 yıl sonra oğul Hrant Dink, ilk kez basının önünde sert bir konuşma yaptı. “Bu ülkede babası üç yıl önce öldürülmüş birisi olarak ağlayamıyorum” diyerek başladığı konuşmasında Arat Dink, babasını öldüren asıl faillerinin gizlendiğini belirterek, “Duruşmalarda bizimle dalga geçen çocukar yalnızlar mıydı? Üç yılda adalet adına ne oldu? Hesabı sorulcak 3 yıl daha eklendi. 100 yıl önce avdık, şimdi yem olduk” dedi.
“Buraya bir kuş konmuş…”
Öğle saatlerinden itibaren, Şişli Halaskargazi Caddesi’ndeki Agos gazetesi binası önünde toplanmaya başlayan vatandaşlar, Dink’in öldürüldüğü yeri de daha önce olduğu gibi yine karanfiller ve mumlarla donattı. Anma törenine katılanlan, Hrant Dink’in ”Tek yolumuz bir arada yaşamayı savunmak olmalı. Bu yol, hem aklın, hem vicdanın gereği” sözlerinin yazılı olduğu bir pankart önünde mumlar yakılarak, karanfiller bıraktı. Ellerinde “Hrant için adalet için”, “Katiller tanıyoruz” yazılı dövizler taşıyan vatandaşlar, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz”, “Katil devlet hesap verecek”, “Hrant’ın katili Ergenekon devleti” sloganları attı. Dink’in öldürüldüğü saat 15.00’te saygı duruşuyla devam eden törende yönetmen Sırrı Süreyya Önder yaptığı konuşmada, tehditler altında Dink’in nasıl hedef hale getirildiğini anlattı. Konuşmasına “Altına girmek için cevahir ömrünü feda ettiğin Anadolu topraklarının çocuklarına, henüz küçücük bebeklerken anlatılan bir masal vardır. Çocuğun minicik avcunun tam ortasına yetişkin bir parmakla basılır ve ‘Buraya bir kuş konmuş..’ diye başlar. Sonra devam edilir. O minicik parmaklar tek tek, bir güvercinin nasıl katledildiğine dair ayrıntılı bir ‘operasyona’ suç ortağı yapılarak anlatılır. “Bu tutmuş’ denilir önce. ‘Bu tüylerini yolmuş’ denir ardından. ‘Bu pişirmiş’ dedikten sonra, ‘Bu yemiş’ diyerek masalın vahşet boyutu iyice ballandırılır. Adını serçeden alan en küçük parmak ‘Hani bana hani bana?’ diyerek ağlamaktadır masalın sonunda…” diye başlayan Önder, “Bu ülkeyi kocaman bir avuç olarak düşün sevgili kardeşim. Masalları bile vahşetin suç ortaklığıyla bezeli bir iklimin tam da avucunun ortasına konmuştun, bütün tedirginliğinle” diye devam etti.
Katillerini tanıyoruz
Dink’in katillerinin, “Bu tutmuş” denilenler olduğunu belirten Önder, “Serçe kadar aklı olmayanlar, bir alıcı kuş gibi çöktüler üzerine. Mahkeme kapılarına darağaçları kurdular. Tescilli çakalları oraya üşüştürdüler. Güvercin kasapları da diyebiliriz onlara. Katillerini tanıyoruz; mermiyi şarjöre ilk onlar yerleştirdi… Kanadı kırık kuş merhamet ister diyemediler. Katillerini tanıyoruz; mermiyi namluya sürenler onlardır. Katillerini tanıyoruz; seni nişangah aynasına koyup, kahpe pusuya düşürenler onlardır. Dünyanın bütün dinlerinde ve dillerinde arkadan vuran kalleştir. Katillerini tanıyoruz: tetiği çeken onlardır. Bizler, hani bana demeyenler, bu zalimler sofrasına haykırıyoruz. Hepiniz asli failsiniz! Hepinizi tanıyoruz!” dedi.
Mahkeme dalga geçti
Kocasının öldürüldüğü yere karanfil bırakan ve Önder’in konuşmasını dinleyen Rakel Dink de oğlu Arat Dink’le birlikte bir konuşma yaptı. Agos Gazetesinin pencerksinden kalabalığa seslenen Rakel Dink, “Hepiniz hoşgeldiniz. Sizlerle adalet ve sevgi yolunda yürüyeceğiz” dedi. Cinayetten sonra ortaya dökülen tüm rezaletlere rağmen vakurluğunu bozmayan aile adına ilk kez oğul Arat Dink, sert bir konuşma yaptı. Babasının öldürüldüğü sırada yaşadığı acı ve öfkenin üzerine ortaya konan tepkilerle birlikte inanılmaz bir şaşkınlık eklendiğini belirten Arat Dink, “Burası çok garip bir ülke. Bu ülkede babası üç yıl önce öldürülmüş birisi olarak ağlayamıyorum. Üç yılda adalet adına ne oldu? Hesabı sorulacak üç yıl daha eklendi. Tetiği çeken üç çocuk mahkemede bizimle dalga geçerken yalnızlar mıydı? Tek tek örnek vermeli miyim? Babam öldürülmeden üç gün önce bir yazı yazdı. ‘Bu ülkenin valiliğine çağrıldım, odada bulunan iki istihbaratçıyla bana haddim bildirilmeye çalışıldı’ dedi. Mahkemeye sorduk bu iki kişi kim diye? Mahmeke valiliğe sordu, valilik bir buçuk sayfa masal anlattı. Tekrar sorulsun dedik, mahkeme ‘cevap karşılanmıştır’ dedi. Mahkeme bizimle dalga geçmedi mi?” dedi.
Avdık yem olduk
Öfkeli ve acılı olduğunu söyleyen Dink “Bütün dünyanın camını çerçevesini indirmek istiyorum. Önce Agos’un camlarını, sonra da babamın büstünü parçalayacağım. Ben büstleri değil insanları seviyorum. Ama vakarı korumak lazım. Siz bunu üç yıl önce gösterdiniz, üç yıldır gösterdiniz. Asıl öyle kalabalık olmak lazım. Devlet onu yönetemiyor, korkuyor. Kafes Planı diye bir plan ortaya çıktı. Planda, ‘Hrant Dink operasyonu’ diyor. Gayrı Müslümlerin üzerine korku salmaktan bahsediyor ama medya yazmıyor. Bugün bu ülkede belki yüzde 20’ydik. 100 yıl önce avdık, şimdi yem olduk” dedi.