Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com
Hrant Dink’in öldürülmesinde ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle yargılanan iki jandarma görevlisinin, “cinayeti önceden üstlerimize bildirdik ama önlem alınmadı” itirafı, Dink suikastıyla ilgili İstanbul’daki ana dava dosyasına da girdi. Jandarma Astsubay Okan Şimşek ve Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin’in, Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın Mart ayında yapılan duruşmasında yaptıkları itirafların ardından Dink ailesinin avukatları, İstanbul’daki cinayet davasıyla Trabzon’daki görevi ihmal davalarının birleştirilmesi talebinde bulunmuştu. TBMM’de olayı araştırmak üzere kurulan komisyon da, jandarmaların ihbarını ciddiye almadığı belirtilen Albay Ali Öz’ü ifade için Meclis’e çağırmıştı. Albay Öz, Meclis’e gelmiş, ancak “önce mahkemede konuşacağını” belirterek ifade vermemişti. Albay Öz’ün mahkemede vereceği ifade merakla beklenirken, Dink cinayeti sanıklarını yargılayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi avukatların talebini dikkate alarak, görevi ihmal suçundan Trabzon’da yargılanan jandarmalardan Şimşek’in talimatla ifadesini aldı
Telefonları da dinlenmemiş
Cinayetin işlendiği dönemde Trabzon Jandarma Komutanlığı İstihbarat Birimi’nde görevli olan Uzman Çavuş Veysel Şahin, Trabzon’da diğer jandarma görevlileriyle birlikte ‘sanık’ olarak yargılandıkları davadaki itirafını yeni ifadesinde de tekrarladı. Şahin, ifadesinde Coşkun İğci’nin, akrabası Yasin Hayal’in cinayeti işleyeceğini kendilerine bildirdiğini, hatta Hayal ve adamlarına ait 3 GSM numarasını kendilerine verdiğini, ancak bu telefonların dinlenmesine gerek görülmediğini söyledi. Coşkun İğci’nin “kayıtlı eleman” değil, “istihbarat amaçlı görüşülen kişilerden biri” olduğunu belirten Şahin, Başçavuş Okan Şimşek ile birlikte Çoşkun İğci ile yaptıkları görüşmeyi şöyle anlattı:
“Coşkun İğci, Yasin Hayal’in akrabası olduğunu ve Hayal’in, Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink’i öldürmek için plan yaptığını, hatta Agos Gazetesi ile Dink’in evi arasındaki güzergahta kroki çalışması yaptığını ve bunları kendisinin gördüğünü anlattı. Yasin Hayal’in bu şahsın internetten çıkartılmış fotoğraflarını da kendisine gösterdiğini söyledi. Yasin Hayal’in 3-4 kişilik bir grubu olduğunu, bunlardan birinin üniversite öğrencisi olduğunu ancak ismini bilmediğini söyledi. Cebinden çıkarttığı bir kağıda yazılı 3 tane GSM numarasını Yasin Hayal ve arkadaşlarının kullandığını söyleyerek bize verdi.”
Şahin, Coşkun İğci’den aldıkları bilgileri Eski Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz’ün de aralarında bulunduğu üstlerine ilettiklerini, ancak GSM numaralarının dinlemeye alınmadığını söyledi. Burdur’da görev yapan Şahin, Dink’in öldürüleceğini önce haberdar eden İğci’nin yalan söylediği yönündeki ifadesini, üstlerinin talimatıyla verdiğini de vurgulayarak, “başka bir yere tayini çıktığı için rahatça ifade verdiğini” söyledi.
“Ali Öz de İstanbul’da yargılanmalı”
Dink ailesinin avukatları, Dink cinayetinde gerçeklerin ortaya çıkması için, Trabzon’da “görevi ihmal” suçundan yargılanan jandarmaların davasıyla, İstanbul’daki Dink cinayeti davasının birleştirilmesi talebinde bulunmuşlardı. Bu talep henüz karara bağlanmadı. Dink Ailesi’nin avukatlarından Erdal Doğan, askerlerin itiraflarının iki davanın birleştirilmesinin gerektiği anlamına geldiğin belirterek, “Jandarma ve emniyetin, özellikle jandarmanın görevlerini yapmayarak, ihmal ederek TCK’nın 83. maddesinde belirlenen Hrant Dink’in ölümüne sebebiyet vermekten sanık olarak, İstanbul’daki diğer sanıklarla birlikte yargılanmaları gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Daha önce Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmeyen telefon kayıtları ve toplanan istihbarat bilgileri ile bu son tanığın da söylediği gibi ‘dinlenmeye gerek görülmeyen, savsaklanan telefon kayıtları’ hep birlikte değerlendirildiğinde; Hrant Dink cinayetini önlememek için, aksi yönde nasıl çaba sarfedildiği daha açık görülmektedir. Bu nedenle Albay Ali Öz ve diğer askerlerin 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaları zorunludur. Ayrıca yargılama boyunca da görevden alınmaları gerekmektedir” dedi.