Savcı Öz’e kargoyla Ergenekon kitabı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Çalışanları, tutuklanan Öğretim Görevlisi Ahmet Şık’a destek için bugün bir basın açıklaması yaptı ve ardından forum düzenledi.

Açıklama sonrasında “Ahmet’in Arkadaşları Ahmet’i Anlatıyor” başlıklı forum için E3 binasına giren “Ahmet’in arkadaşları”, Savcı Öz’e iletilmek üzere Şık ve Mavioğlu’nun iki ciltlik kitabını kargoya verdi.

Haber: Mehmet Özer
Kamera: Berk Büyükbalcı

Şener ve Şık’ın ailesine destek

Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) adına bir grup gazeteci 6 Mart Pazar günü tutuklu gazeteciler Nedim Şenerve Ahmet Şık‘ın evlerini ziyaret ederek ailelerine destek verdi.

GÖP adına Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Saymanı Gülseren Güvener, Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Sekreteri Cemal Sonsay ve gazeteci-yazar Haluk Şahin‘in de aralarında bulunduğu bir grup, Nedim Şener’in eşini ziyaret etti. Şener’in Bakırköy’de bulunan evine gelen gazeteciler, eşi Vecide Şener ile görüştü. Yaklaşık 1 saat süren ziyaretin ardından bir açıklama yapan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Son tutuklamalarla Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısının 63’e çıktığına dikkat çekerek “2 bin gazeteci yargılanıyor, 4 bin gazeteci hakkında soruşturma sürüyor. İçişleri Bakanı, basının ABD’den daha özgür olduğunu söylüyor. Hükümete
muhalif her gazetecinin bir terör örgütünün üyesi olmak ya da halkı kin ve isyana teşvik etmek gibi suçlarla suçlanması kamu vicdanını yaralar durumda. Hem uluslararası hem de ulusal kamuoyunca bu tepkileri hep birlikte görüyoruz. Umarız hükümet bu talepleri ve tepkileri dikkate alır” diye konuştu.

Nedim Şener’in eşine yapılan ziyaretin ardından GÖP adına Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Saymanı Alper Turgut ve Basın Konseyi Genel Sekteri Oktay Hududi, Ahmet Şık’ın Gümüşsuyu’ndaki evine ellerinde çiçeklerle geldi. Yonca Şık’ı ziyaret eden gazetecileri, Ahmet Şık’ın akrabaları kapıda karşıladı. Bu sırada bir grup gazeteci de Şık’ın evinin önünde “Nedim -Ahmet onurumuzdur” ve “Ahmet çıkacak yine yazacak” sloganları attı.
Gazeteciler, Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık’ı ziyaret ettikten sonra bir basın açıklaması yaptı. Açıklama sonrasında TGC Saymanı Alper Turgut, “Maalesef arkadaşlarımızı tutukladılar. Ama biz çok iyi bir ivme kazandık. Bu ivmeyi devam ettirtmemiz lazım. Eylemlerimiz devam edecek” diye konuştu. Basın Konseyi Genel Sekteri Oktay Hududi de, kanunda gazetecilerin yazı yazmasının suç olmadığını vurgulayarak, “Ama anlaşılmaz bir gerekçeyle arkadaşlarımızı tutukladılar” dedi.

2007’de öldürülen gazeteci Hrant Dink’in eşi Rakel Dinkde Şener ve Şık’ın eşleri Vecide Şenerve YoncaŞık’ı ziyaret ederek destek verdi. Ahmet Şık’ın evine gelen Dink, Yonca Şık’a geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Süreçle ilgili bilgi alan Rakel Dink, “Biz her zaman sizin yanınızda olacağız” dedi.

6 Mart saat 06:00

Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in adliyeye sevk edileceği haberi 5 Mart cumartesi sabahı arkadaşlarına ulaştığında herkesin içini bir umut kaplamıştı. Savcılık sorgusunun hızlla bitirileceği ve büyük bir ihtimalle her iki gazetecinin de savcılık sorgusu sonrasında serbest bırakılabileceği konuşuluyordu.

Saat 13:00’ten sonra Ahmet ve Nedim’in arkadaşları Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin önünde toplanmaya başladı. Saat 16:00 civarında iki gazeteciyi taşıyan minibüs Adliye’ye giriş yaptı. Sorgu uzadıkça dışarıya gelen haberler tedirginliği artırsa da yine de kimse umudunu kaybetmek istemiyordu.

Saat 11:00 civarında beklentilerin aksine Savcı Zekeriya Öz’ün iki gazeteciyi tutuklanma istemiyle mahkemeye sevkettiği haberi üzerine adliye kapısındaki kalabalık biraz daha arttı. Geceyarısından sonra yaklaşık altı saatlik bekleyiş sonucunda çıkan tutuklama kararı ise kapının önündeki gazetecilerin patlamasına neden oldu. Gece boyunca atılan sloganlar, iki gazeteciyi taşıyan minibüs adliye kapısından çıkarken protesto gösterisine dönüştü. İşte HaberVskamerasından o anlar…

Ayman Mohyeldin konferansı

Mısır Devrimi’nin canlı tanığı Ayman Mohyeldin’in İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Medya Derneği işbirliği ile Santralistanbul’da verdiği “Giving Voice to Revolution” (Devrime Ses Vermek) başlıklı konferansın ve ardından yapılan söyleşinin video kaydı.

Konuşmacı:
Ayman Mohyeldin / El Cezire Televizyonu Muhabiri
Dil:
İngilizce
Süre:
64 dk. (3 bölüm halinde)
Yer:Santralistanbul, E1- 301
Başlangıç: 23 Şubat 2010 Çarşamba
Saat:11:00-12:30
Teknik ekip: Berk Büyükbalcı-Ertan Önsel

Acemiler tehlikede!

İstanbul Ayazağa’da bulunan ve beton fabrikalarının çokluğu ile bilinen Cendere Yolu, sürücü adaylarının sınav yeri olarak kullanılıyor. Üç ayda bir yaklaşık 20 sürücü kursunun adaylarının sınava girdiği yol, yoğun kamyon trafiği nedeniyle sürücü adayları için büyük tehlike oluşturuyor.

Yalnızca sürücü adayları değil, beraberinde onları izlemek için gelen yakınları da tehlikeyle burun buruna. Her sürücü kursunun ortalama yüz adayı ve onların yakınlarıyla, sayıları 5 bini bulan kalabalık, bekleme yeri olmayan yolun kenarında duruyor. Kurs sahipleri Valilikçe gösterilen sınav yerinde hiçbir denetimin olmayışından şikayetçi.

Valiliğin ve Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’ nün hiçbir önlem almadığı yolda, denetimi kendi imkânlarıyla sürücü kursları yapıyor.

Kurs sahipleri sınav yerinde defalarca kaza olduğunu, bunlardan bazılarının da ölümle sonuçlandığını söylüyor.
İstanbul Valiliği, yalnızca sınav yerlerini belirlediklerini, denetimin ise Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olduğuna dikkat çekiyor. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü yetkilileri ise sınav yerini valiliğin belirlediğini, denetimle ilgili kendilerine bir talimat gelmediğini söylüyor.

Bu durumda trafik ekipleri, yalnızca sürücü adaylarının gösterilen bölgelerin dışına çıkması halinde ya da kavga veya kaza gibi durumlarda devreye giriyor. HaberVs muhabirinin “hiçbir önlem almıyor musunuz” sorusunu, “iki ekibimiz radar uygulaması yapıyor” şeklinde yanıtlayan Şube Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre yoldaki hiz limiti de oldukça yüksek. Motosikletten kamyona tüm araçlara 77 kilometrenin üstüne çıktıklarında ceza kesiliyor. Bu nedenle özellikle kamyonların hızı, sürücü adaylarını zor durumda bırakıyor.

Duble mi, tek mi?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Ümraniye’de Tavukçuyolu Caddesi’nde yaklaşık üç aydır uyguladığı yanlış trafik düzenlemesi, HaberVs’nin uyarısı üzerine değiştirildi. Tehlikenin nedeni caddenin girişindeki yaklaşık 300 metrelik bölümün tek yöne çevirilmesi, ancak sürücülerin bundan haberli olmamasıydı. Cadde çift yönlüyken kullanılan trafik levhaları üç ay boyunca kaldırılmadı, caddeye bağlanan sokaklara yeni duruma dair yeterli sayıda levha yerleştirilmedi ve ışıklar düzenlenmedi.


HaberVs’nin geçtiğimiz hafta konuyu haberleştirirken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı başvuru sonrasında, cadde ve sokaklardaki tabelalar bir gün içinde değiştirildi. Ancak cadde esnafı, trafiği rahatlatmak amacıyla hayata geçirilen uygulamanın yarardan çok zarar getirdiği görüşünde.

Yangının ilk görüntüsü

Haydarpaşa yangınının ilk görüntüleri HaberVs tarafından kaydedildi.

Dün saat 15:00 sularında başlayan Haydarpaşa Garı’ndaki yangını duyuran ilk medya kuruluşu saat 15:26’da ekrana “son dakika” notu düşen TGRT Haber olmuştu. Onu sırasıyla Kanal 24, STV Haber ve NTV izledi. TGRT olay yerinden canlı görüntü vermeye ise 15:38’de başlamıştı.

HaberVs. ne haberi ilk duyarabildi, ne de ilk canlı yayını gerçekleştirdi.Ama yangın henüz medya tarafından duyurulmadan önce olay yerindeydi. Muhabirimiz Serhat Keskin, yangının başladığı dakikalarda iskeleye yanaşmak üzere Haydarpaşa’ya gelen Kadıköy vapurundaydı. Keskin’in 15:18’de kaydettiği video, yangına dair basında yer almış de ilk görüntü olma özelliğini taşıyor.

Keskin’in kaydettiği yaklaşık bir dakikalık ilk görüntüde yangının -gara ön cepheden bakıldığında- çatının sol tarafından başladığı görülüyor. Ve bu kısa süre zarfında hızla sağdaki kuleye doğru yayılarak çatının tümünü etkisi altına alıyor.

İkinci video, vapur Kadıköy’e ulaştıktan sonra kaydedilmiş. Saat 15:27’de başlayan ve yine bir dakika süren bu videoda da yangına henüz müdahale edilemediği görülüyor.

İnsan olmak yetmez yetmiyor zaten

HaberVs muhabirlerinin hazırladığı “Bir zamanlar fırtınalar estirirdim” parçasını ve klibini iftiharla sunuyoruz. Klipte 2009-2010 yılında HaberVs’de görev alan öğrenciler ve HaberVs ekibi yer alıyor. Seslendirme, çekim ve kurgu da aynı ekip tarafından gerçekleştirildi. Şarkıyı, söz yazarı ve bestecisi Mazhar Alanson’dan izin alarak Emirhan Üçkardeş’e yaptırdık. Çekimleri Santralistanbul’da gerçekleştirilen klip bir ayda tamamlandı.

Playing for Change ve Doğa İçin Çal projelerinden esinlenerek hazırladığımız bu kliple, bir yıl boyunca okuduğunuz ve izlediğiniz haberleri ortaya çıkartan ekibi sizlere tanıtmak, bu üretim sürecinin hepimizin ortak katkılarıyla gerçekleştiğini vurgulamak istedik.

İyi seyirler ve iyi eğlenceler dileriz.

Sorun Pitbull’da değil onları dövüştürenlerde

 

Zaman zaman saldırı, yaralanma ve hatta ölüm haberleriyle gündeme gelen Pitbull’lar şimdi de üç bakanlığın toplatma kararıyla yeniden gündemde. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu 24 Haziran 2004’te çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan; “Pit bull terrier, Japanese tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; sergilemek ve hediye etmek yasaktır” maddesinin artık uygulanacağını, bunun için genelge yayınladıklarını açıkladı. Yasanın yürürlüğe girmesinden tam altı yıl sonra yapılan bu açıklama İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nı da harekete geçirdi ve her iki bakanlık da sözkonusu köpeklerin toplatılması için teşkilatlarına talimat verdi.

HaberVs’nin 16 Ocak 2008’de yayınladığı “Pit bull beslemek kâğıt üzerinde suç, fiilen değil” başlıklı haberde bu tür köpeklerle ilgili yasa maddelerinin uygulanmadığı, zaten uygulayacak herhangi bir birimin de bulunmadığı belirtiliyordu. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nu altı yıldır uygulanmayan yasa maddelerini uygulamaya kim veya ne ikna etti şimdilik meçhul ancak bilinen bir şey var ki basında “pitbull terörü” olarak adlandırılan sorunun kaynağında köpekler değil, onların sahipleri yatıyor. Aslında karakter olarak diğer köpeklerden fazlaca bir farkı bulunmayan Pitbull’lar yıllardır yasa dışı köpek dövüşlerinde kullanılıyor, vahşi bir şekilde yetiştiriliyor ve bu şekilde yetiştirilen hayvanlar sokakta “terör” yaratıyor.

Canavar Pitbull nasıl yetişiyor?

HaberVs, Pitbull Terrier cinsi köpeklerin kullanıldığı köpek dövüşlerine katılan Pitbull sahiplerine ulaştı ve hem köpek dövüşlerinin hem de dövüş köpeği yetiştirilmesinin ayrıntılarını öğrendi…

Vahşetin gerçek kaynağı olan Pitbull eğitmenlerinden biri olan K.H., dövüşler için eğitilen pitbulları ring boğası olarak adlandırdıklarını söylüyor. Saldırgan pitbulların nasıl eğitildiğini anlatmaya başlayan K.H. bu köpeklerin yavruluk dönemlerinde alınıp tıpkı insanlar gibi spor yaptırılarak kondisyonlarını artırdıklarını anlatıyor.

Güçlenmeleri için yurtdışından kas iğneleri getirterek bu yavru köpeklere vurduklarını söylen K.H. “Çeneleri kuvvetlensin diye gelişim çağındaki pitbulları yüksek yerlere asılan lastik ve halatlarla günde 2, 3 sefer olmak üzere yarım saatle ile bir saat arasında çenelerinden asıyoruz” diyor. Koşu bantları, uzun koşular, ağır zincir taşıtma gibi çalışmalar da bu antremanların diğer parçaları. Bu şekilde 6-7 ay eğitilen yavrular sonunda vahşi bir dövüşçü haline geliyor.

Bir başka Pitbull eğitmeni E.E. ise bazı insanların sokaklarda gördüğü pitbull cinsi köpeğin kedileri öldürmesi veya başka bir sokak köpeğini öldürmesinin sahipleri tarafından bahisli maçlar öncesi köpeğin vahşilik kazanması için yaptırıldığını söylüyor. Bu köpeklerin doğdukları günden itibaren “parçala, öldür” komutlarıyla eğitildiklerini belirten E.E., Türkiye’de de özel olarak organize edilen köpek dövüşlerinin yaygın olduğunu söylüyor.

Pitbull dövüşleri

Pitbull eğitmeni E.E., bu köpeklerin kilolarına göre kendi klasmanlarında dövüştürüldüğünü ve tıpkı spor turnuvalarındaki gibi kupa ile ödüllendirildiğini anlatıyor. Bu tür organizasyonların ülkemizde yasak olduğunu belirten K.H. ise dövüşlerin gece düzenlendiğini ve her dövüşün yaklaşık 1 ile 2 saat arasında sürüdüğünü ve organizasyonda 4-5 maç yapıldığını söylüyor. Genellikle geceyarısı başlayan maçlar sabahın erken saatlerine kadar sürüyor ve köpeklerin aldıkları yaralara müdahale etmek için dövüşlerde veteriner de bulunduruluyor.

K.H., bu dövüşlerde kişi başına 500 ile 1000 arasında bahislerin döndüğünü ve bahsi kazananların, bu kârın yüzde 10’unu köpek sahibine verdiğini söylüyor. K.H.’nin verdiği bilgiye göre bu işin mafyası tarafından organize edilen büyük köpek dövüşleri Gebze, İzmit’teki fabrikalarda geceleri düzenleniyor. Bahis olmayan maçların ise mahalle aralarında, gecekondularda hatta inşaatlarda düzenlendiğini belirten K.H., bu maçların büyük organizasyonlardan önce köpeklerin deneyim kazanması amacıyla düzenlendiğini söylüyor. (Yukarıdaki videoda istanbul Beşiktaş’ta bulunan metruk bir kamu binasının terasında gerçekleştirilen bir antreman maçını görebilirsiniz)

Sorun Pitbull’da değil sahiplerinde

Veteriner Hekim Gamze Önatılgan, Pitbulların diğer köpekerden farklı olmadığı ve yetiştirlme şekilleri yüzünden insanların korkulu rüyası haline geldiğini belirterek, korkulması gerekenin Pitbull mu yoksa onu yetiştiren sahipleri mi olduğu sorusunu ortaya atıyor.

“Pitbull’lar maalesef son zamanlarda çıkan haberlerden sonra yanlış tanınıyor. Bilenin aksine Amerikan Pitbull Terrierler tamamiyle zararsız ve sahibine düşkündür” diyen Gamze Önatilgan’ı Köpek eğitmeni Güngör Çilli de onaylıyor:
“Pitbulllardaki sorun bilinçsiz eğitim ve yetiştirme yöntemleridir. Aslında bu köpek ırkı eğitime yatkın, sahibinden komut almayı seven köpeklerin başında gelmektedir. Bilinçsiz sahiplerden kaynaklanan, saldırgan, agresif olmaları için çeşitli yöntemler uygulanan, adeta birer ölüm makinası haline getirilen köpekler haklı olarak insanlarda korku yaratıyor.”

Sonuç olarak Çevre ve Orman Bakanlığı’nın kararıyla köpeğini veterinere kaydettirmiş ve büyük bir ihtimalle hayatında hiç bir zaman köpek dövüşü görmemiş Pitbull sahiplerinin köpekleri toplanacak ve barınaklarda kötü koşullarda ölüme terk edilecek. Diğer yandan hiç bir zaman kayıt altına girmemiş dövüşçü Pitbulllar muhtemelen yasa dışı köpek dövüşlerinde yine birilerine para kazandırmaya devam edecek…