Burjuva




Elde bir sayıp sorgusuz sualsiz kullandığımız, arkasındaki devasa anlam yükünü pek de dikkate almadan dolaşıma soktuğumuz kavramlar ya da sıfatların ne türden bir sürecin ürünü olduğu ve içeriğinden bağımsız bir biçimde kullanılmalarını sağlayan toplumsal konvansiyonların neler olduğuna dair bir sondaj çalışması, toplumsal ezberimizde ciddi sıkıntıları beraberinde getirecektir. Burjuva, Aristokrat, Halk, Demokrasi gibi mefhumları alabildiğine savruk bir biçimde ve genellikle ifade ettiklerinden ciddi bir anlam kaymasıyla malül olarak kullanıyoruz. Günümüzün pek de derinlerle uğraşmayan, idare edebileceğiniz kadarını size reva gören, küçük kapsül bilgilere boğulmuş enformasyon anlayışı, bütün bu sıkıntıların temel müsebbibi olarak düşünülebilir.

Bazı görüşleri Nazilerin ekonomi politikalarına da ilham vermiş olan Alman iktisatçı Werner Sombart, kapitalist işleyişin mantığını kavramakta kilit önemde olduğunu düşündüğü Burjuva üzerine kaleme aldığı bu yapıtında genellikle ekonomi-politik ekseninde değerlendirilen bu kesimin ahlaki ve entelektüel köklerine inerek ona mündemiç bir özün ve kökenin peşine düşüyor. Sözkonusu ekonomik mucizenin yaratıcısı olarak burjuvanın ekonomi-politikten önce sahip olduğu zihniyet ve ruhun ne olduğuna odaklanıyor. Sombart’ın, zihniyet ve ruh kategorileriyle ekonomi-politiği bir karşıtlık içinde ele alan yaklaşımı belli sıkıntılar yaratsa da, kapitalizmi oluşturan dinamiklerin olağanüstü karmaşıklığına yaptığı vurgu ise dikkate değer.