Ekranlardaki Kaddafi linçi ve barbarların dönüşü

Kaddafi’nin kanlı linç görüntülerini o anlı şanlı küresel medya kuruluşlarının yayınlarında görünce, kendimi halka açık bir infazın tanığı gibi hissettim 1790’larda Fransa’daki giyotinli idamlar, meydanlara biriken kalabalığın popüler eğlencesiydi; çoluk çocuk toplanıp kötü belledikleri kişinin acı çekişini ve ölümünü izlerlerdi. Hatta o dönem için tarihçiler bedenden kopan kellelerin sokaklarda coşku içinde dolaştırıldığını ya da çocukların … Devamını oku

Norveç’in Türkiye’den alacak çok dersi var

Norveç’in zavallı siciliyle bizimki mukayese bile kabul etmez. Ama biz “yaradılanı hoşgör yaratandan ötürü”müzle, “ne mutlu Türküm diyene”mizle, medeniyetler beşiği olmamızla vs övünebilme becerisini de gösterebiliyoruz işte.

‘Ergenekon Ergenekon diyordunuz, bakın şimdi siz de Silivri’desiniz’

Yakında iddianame çıkar o zaman suçumuz neymiş görür savunmamızı yaparız. Ama dünyada gazeteciler ve kamuoyu tıpkı Türkiye'deki çoğunluk gibi benim başıma gelenin bir “intikam operasyonu” olduğunu düşünüyor.

Önce bozguncular, sonra işbirlikçiler, en sonunda da sıra korkaklara gelecek!

Şimdilerde bu memlekette ejderhaların, canavarların özü de masallardakinden farksız aslında. Yeri geldiğinde cüppesiyle çıkar karşımıza. Bürokrat, politikacı, asker, polis, hakim, savcı gibi sıfatları vardır. Elbet gazeteci diye anılanları da…

Başka bir medyayı istemekle başlayacak her şey

Defne Devrimi’nin derin medya sorunlarını çözmesi beklenemez ama ne olursa olsun, değişim başka bir medyanın mümkün olduğuna inanmakla başlayacak. sitesinden son derece kapsayıcı ve özenle kaleme alınmış bir metinle ortaya çıktı. 9000’e yakın imzanın toplandığı kampanyayı ana akım medyanın anlı şanlı (!) kalemlerinin yüz çevirmesi ve bu harekete dudak bükmesi doğrusu kimseyi şaşırtmadı. Ancak Defne … Devamını oku

Hopa’da neler oldu, neler oluyor?

Metin Lokumcu’nun cenaze töreni sırasında gözaltına alındıktan sonra Erzurum’da serbest bırakılan gazeteci Cemil Aksu ve Başaran Aksu, Hopa’da 31 Mayıs ve sonrasında yaşananları anlatıyor. İşte olayları bire bir yaşayan gazetecilerin kaleminden geçmişi ve geleceğiyle Hopa… dergisinin editörüdür.

“Ben de susamam. Çünkü Ergenekon benim de davam. Gerçekten”

Bu isteksizliğini görünce, ya gönlün yok ya da gönlünü muktedire kaptırmışsın diye düşünmüyor değilim. O zaman kime anlatıyorum ki ben bunları? “Keşke cezaevinden çıkabilsem de tartışabilsek” diyorum. Ama sen bile böyleyken… Ahmet Şık* İster mağdur, ister muktedir, bu ülke medyasının ne olduğunu ben bilirim de, en iyi sen bilirsin. Mesleki kıdemin, gözün kapalı desteklemekte beis … Devamını oku