Richard Falk*
(27 Aralık 2008)
İsrail’in Gazze şeridine hava saldırıları, İşgal Gücü’nün yükümlülükleri ve savaş hukukunun gereklilikleri bakımından Cenevre Konvansiyonu’nda tarif edilen uluslararası insani hukuku ciddi olarak ihlal ediyor. Bu ihlaller şunları içeriyor:
Toplu cezalandırma – Gazze Şeridi’nde yaşayan 1,5 milyon nüfusun tamamı birkaç militanın eylemleri yüzünden cezalandırılıyor.
Sivilleri hedef alma – hava saldırıları, dünyanın en kalabalık toprak parçalarından birindeki, Ortadoğu’nun ise en yoğun nüfusu barındıran bölgesinde, sivil alanları hedef alıyor.
Orantısız askeri karşılık– hava saldırıları sadece Gazze’nin seçilmiş hükümetine ait bütün polis ve emniyet bürolarını yoketmekle kalmadı, aynı zamanda yüzlerce sivili öldürdü ve yaraladı; en azından bir saldırı, üniversiteden evlerine dönmek için araç bulmaya çalışan öğrencileri vurdu.
Önceki İsrail eylemleri, özellikle Gazze Şeridi’ne giriş çıkışı tamamen kapatması, ciddi bir ilaç ve yakıt (aynı zamanda yiyecek) sıkıntısı yarattı ve ambulansların yaralılara yetişememesine, hastanelerin yaralılara ilaç ve gerekli araç sağlayamamasına, Gazze’nin kuşatma altındaki doktorlarının ve öbür medikal personelin kurbanları yeterli şekilde tedavi edememesine yol açtı.
Tabii, İsrail’deki sivil hedeflere roket saldırıları da hukukdışıdır. Fakat bu yasadışılık, ne İşgalci Güç olarak ne de egemen bir devlet olarak İsrail’e uluslararası insani hukuku ihlal eüme ve zavaş suçları veya insanlığa karşı suçlar işleme hakkı vermez. Şunu da belirteyim ki, İsrail’in artan askeri saldırıları İsrailli sivilleri daha güvenli hale getirmiyor; tam tersine, İsrail şiddetinin artmasından sonra ölen İsrailli bir yıl içindeki ilk vaka.
İsrail, 26 Aralık’ta sona eren ateşkesi yeniden tesis etmek için Hamas’ın diplomatik girişimlerini de yok saydı.
İsrail hava saldırıları ve bunların yol açtığı feci insani bedel, İsrail’in uluslararası hukuk ihlallerine doğrudan veya dolaylı olarak katılan ülkelerin tarafsızlığını da kuşkulu hale getiriyor. Bu işbirliği, yasadışı saldırılarda kullanılan savaş uçakları ve füzeleri de içeren askeri techizatı bilerek sağlayan ülkelerin yanısıra, başlıbaşına insani bir felakete neden olan Gazze kuşatmasını destekleyen veya katılan ülkeleri de içeriyor.
Birleşmiş Milletler üyesi bütün devletlere hatırlatırım ki, BM, uluslararası insani hukuk ihlalleriyle karşı karşıya olan tüm sivil nüfusu koruma yükümlülüğüne bağlı olmayı sürdürüyor – bu ihlallerden hangi ülkenin sorumlu olduğuna bakmaksızın. Üye ülkeleri ve aynı zamanda BM sisteminin ilgili organlarını ve yetkililerini sadece İsrail’in ciddi ihlallerini kınamak için değil, Filistin halkı için gerçek koruma sağlayacak yeni yaklaşımlar geliştirmek için acilen harekete geçmeye çağırıyorum.
*Richard Falk
Hukuk Profesörü; İşgal Altındaki Topraklarda İnsan Hakları konusunda BM Özel Raportörü