“İşkenceye tolerans” mı dediniz?

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Tayyip Erdoğan, partisi Adalet ve Kalkınma Partisi’ni iktidara taşırken seçim meydanlarında, “İşkenceye sıfır tolerans” sloganını diline pelesenk etmişti. İnsan hakları savunucuları her fırsatta, kendilerini çok umutlandıran bu sloganın gereğinin yerine getirilmesini talep etse de tek önemli “gelişme” işkencenin gözaltı merkezleri yerine artık sokakta uygulanması oldu. Erdoğan ve partisi iktidara geldikten sonra ortaya çıkan işkence vakaları ya da önceki işkence olaylarının davalarındaki cezasızlık örnekleri arttıkça işkence ile mücadelenin AKP için de slogandan öteye gitmediği anlaşıldı.
İstanbul Esenyurt’ta, jandarma tarafından gözaltına alınan 6 kişinin ve avukatlarının başına gelenler ise işkencenin ve cezasızlığının sürdüğünün tipik bir örneği oldu. PKK lehine “eylem hazırlığında oldukları” iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra işkence gören 6 genç örgüt üyesi olmak suçlamasıyla tutuklanırken, aradan yaklaşık 1 yıl geçmesine karşın işkencecilerle ilgili halen dava açılmadı. Avukat Baran Doğan hakkında ise, kimi basın organlarına, “müvekkillerime işkence yapılmıştır” diye açıklama yaptığı için “askeri aşağılamak” suçlamasıyla 301. maddeden soruşturma açıldı.

Gözaltında yarı çıplak avukatın karşısında

Mehmet Fuat Erol, Yusuf Kaplan, Yusuf Salin, Nihat Karşin ile Necip ve Nurettin Şipal adlı kardeşler geçen yıl 20 Ağustosta PKK adına İETT otobüsü yakma hazırlığında oldukları iddiasıyla jandarma tarafından gözaltına alındı. Savcılığın hazırladığı iddianameye göre kendilerine dur ihtarında bulunan jandarmadan kaçarken gözaltına alındıkları belirtilen gençlerle birlikte otobüs yakmakta ve motolof kokteyli yapmakta kullanacakları benzin ve şişeler de ele geçirildi. Olaydan bir gün sonra haberdar olan ailelerin haber vermesi üzerine avukat Baran Doğan 21 Ağustos günü, gençlerin tutulduğu Esenyurt Jandarma Karakolu’na gitse de müvekkilleriyle görüştürülmedi. Yasal hakkının engellendiğini belirterek itirazlarda bulunan avukat Doğan ertesi gün Yusuf Salin ve Nihat Karşin’le görüşebildi. Yarı çıplak bir halde karşısına getirilen ve kollarında dirseklerine kadar cop izleri olan, vücudunun çeşitli yerlerinde darp izleri bulunan Salin ve Karşin avukatlarına kendilerine dayak atıldığını, testislerinin sıkılıp, kafalarına coplarla vurulduğunu anlattı. Yusuf Salin ağlayarak avukatı Doğan’a bu işkencelerin yanısıra jandarmaların kendine cop sokma girişiminde bulunduğunu da söyledi.

50 saat sonra belgelenen işkence

Avukat Doğan, müvekkillerinin iddiaları üzerine Beşiktaş Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi vererek işkence izlerinin tespiti amacıyla Adli Tıp’ta muayene talep etti. Gözaltına alınmalarından 50 saat sonra gençler, Büyükçekmece Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nde muayene edilerek işkence gördüklerine dair rapor aldı. Özellikle Karşin ve Salin’e yapılan işkencelerin ayrıntılı biçimde yer verildiği raporlarda, “burunda sıyrık ve ekimozlar, göz altlarında morluk ve ekimozlar, el, kol ve vücudun çeşitli yerlerinde morluk ve ekimozlar” bulunduğu anlatıldı. Yusuf Salin kendisine cop sokma girişiminde bulunulduğunu iddia etse de muayene sonucu “fiili livata” izine rastlanılmadığı raporda yer aldı. İşkence iddialarının doktor raporuyla kanıtlanmasının ardından avukat Doğan, jandarma görevlileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. İşkence görmelerine karşın gözaltında susma haklarını kullanarak ifade vermeyen gençlerden Mehmet Sait Budak dışındakiler, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt adına eylem yapmak suçlamasıyla haklarında dava açılarak tutuklanırken, işkence iddialarıyla ilgili aradan geçen 9 aya karşın soruşturma halen sürüyor.

Jandarma avukatı şikayet etti

Müvekkillerine gözaltında işkence yapıldığıyla ilgili ilişkin Evrensel ve Gündem gazetelerine demeçler vermesi üzerine İstanbul İl Jandarma Komutanlığı da Avukat Baran Doğan hakkında idari ceza verilmesi için İstanbul Barosu Başkanlığı’na, adli ceza verilmesi için de Adalet Bakanlığı’na şikayette bulundu. 31 Ağustos 2007 tarihinde, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Ünal Karaosmanoğlu imzasıyla yapılan başvuruda, avukat Doğan’ın iddialarının asılsız olduğu belirtilerek, “Asılsız iddiaların gazetelere taşınarak jandarma teşkilatında işkence uygulamasının bulunduğu öne sürülerek kurumumuzun kamuoyundaki saygınlığına gölge düşürülmeye çalışılmıştır. Avukatlık Kanunu’nun 134. maddesinde belirtilen, ‘görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun davranmayanlar hakkında disiplin cezası uygulanır’ hükmü uyarınca disiplin cezası verilmesini talep ederim” denildi.

“Öcalan’ın avukatı” notuyla şikayet

Gazetelerde çıkan haberlerin yer aldığı kupürlerin de eklendiği şikayet dosyalarına, Gündem Gazetesi’nde yer alan haberde kullanılan avukat Doğan’ın fotoğrafının üzerine el yazısıyla, “Abdullah Öcalan ve Sabahat Tuncel’in de avukatı” notu da eklendi. Avukatların yargılanması için izin vermesi gereken Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü de 7 Şubat 2008 tarihinde Doğan hakkında soruşturma açılmasına olur verdi. Genel Müdür Nizamettin Kalaman’ın olur yazısında avukat Doğan’ın jandarma görevlileri hakkında “işkenceci ve tecavüzcü” diyerek jandarma teşkilatını aşağılamasının soruşturmayı gerektirir nitelikte görüldüğü belirtildi. Bakanlığın olur vermesinin ardından hakkında Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturma açılan Doğan savunmasında, müvekkillerinin ifadesini ilgili adli makamlara taşıdığını belirterek, “İşkence soruşturulması gereken bir iddiadır. Bunun soruşturulması talep etmek de avukatlık gereğidir ve mesleğimin gereğini yerine getirdim” dedi. Hem işkence iddiası hem de bu iddiaları basına taşına avukat Doğan hakkında açılan soruşturmalar halen sonuçlanmadı.