Gürsel Tekin 2007’de HaberVs’ye söylemişti




HaberVs, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde CHP’nin yıldızını parlatan isim olarak anılan Gürsel Tekin’le il Başkanı olur olmaz görüşmüştü. Tekin’in, CHP İstanbul’da yapmak istedikleri ve yerel seçimlereki hedefleri, planları neydi? İşte Aralık 2007’de gerçekleştirilen o söyleşi…


Belediyecilikten geliyor… Yıllarca Kadıköy Belediyesi’nde başkan yardımcısı olarak çalıştı… Müthiş örgütçü… Çevresi geniş… Medyada dostları var… Seçkinci değil, halkın diliyle konuşuyor. Mesela hacı amcalarla iletişimi gayet iyi… Fakir fukaraya yakın… Varoşlardan çıkmıyor… Sıkı takipçi… Muhalefet dilini biliyor. AKP’ye nereden çakılması gerektiğinin farkında… Laiklik geriliminden çok yolsuzluk meselesine kafayı takmış durumda… Elinde sıkı dosyalar var. Daha da önemlisi CHP’lilerde pek alışık olmadığımız türden bir ‘iddia’ sahibi… İstanbul’da AKP’yi yıkacağını öne sürüyor ve ekliyor: Yıkamazsam bırakırım. Dikkat! Dikkat! CHP’nin yeni İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, dikkat edilmesi gereken bir isim… AKP’yi İstanbul’da yıkacak denli başarılı olabilir mi bilmiyorum ama AKP’nin yeni belalısı olacağına bahse girebilirim.”

HürriyetYazarı Ahmet Hakan’ın CHP’nin yeni İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’i tanıtmak için kaleme aldığı bu satırların izini sürüp Gürsel Tekin’in kapısını çalmadan önce hakkında biraz bilgi topladık. Kendisiyle yaptığımız söyleşiyi okumadan önce o bilgileri iletelim size.

1964 yılında Ardahan’da doğdu. Ardahan o dönem CHP’nin kalesi olan Kars’a bağlıydı. Gürsel Tekin genç yaşta CHP’de siyasi hayatına başladı. 1981 yılında İstanbul’a yerleştikten sonra Sosyal Demokrasi Partisi’nde (SODEP) faaliyet gösterdi. SODEP’in kapanmasından sonra siyasete Sosyal Demokrat Halkçı Parti’de (SHP) devam etti. 1989 yerel seçimlerinde bu partinin Kadıköy Belediye Meclisi üyeliğine seçildi ve böylece belediyecilik kariyeri başlamış oldu. 1995’te SHP’nin CHP’ye katılmasından sonra bu görevine CHP bünyesinde devam etti. Kadıköy Belediyesi Başkan Vekilliği dahil birçok önemli görevde bulunan Tekin, Ağustos 2007’de CHP İstanbul İl Başkanlığı görevine getirildi.

Gürsel Tekin, Kadıköy Belediyesi’nin kariyerindeki önemini asla yadsımıyor ve orada çok şey öğrendiğini söylüyor. Kısacası, belediyeyi bir okul olarak görüyor; zaten insanın hayatta sürekli olarak bir öğrenme süreci içinde olduğunu düşünüyor. 13 yıllık yerel yöneticilik tecrübesine dayanarak sağlam ve kendinden emin bir duruş sergiliyor ve “İstanbul’u mutlaka alacağız” gibi iddialı sözlerle öne çıkıyor.

CHP İstanbul İl Merkezinde ise belirgin bir hareketlilik göze çarpıyor; partililer Gürsel Tekin’in liderliğinden son derece memnun gözüküyor. Uzun dönem projelerini anlatırken gözlerinde büyük bir heyecan görülen Tekin, AKP veya Erdoğan lafı geçtiğinde birden bire sinirleniyor. Sert olmadığını, hatta tam aksine oldukça yumuşak huylu bir insan olduğunu söylüyor ama yapılan yolsuzlukları ve İstanbul’un mevcut durumunu gördükçe sinirlenmemenin elinde olmadığını belirtiyor. Recep Tayyip Erdoğan ve çevresindekilerin “İstanbul’un ve dolayısıyla Türkiye’nin geriye gitmesinde” büyük sorumluluk sahibi olduğunu iddia ediyor.

Yerel yöneticilik zamanında elde ettiği belgeleri gercekgundem.com’da da yayımlayan Tekin, bu sitede yaklaşık 3 senedir aktif olarak yazı yazıyor. Türkiye’nin sosyoekonomik yapısı üzerine 300ü aşkın makalesi var. Yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili olarak kendisine karşı hiçbir dava açılmadığını, bunun da bulgularının doğruluğunu kanıtladığını belirtiyor.

Tekin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı her anlamda savunuyor; onun için yapılan eleştirilerin haksız olduğunu, aslında Deniz Baykal’ın çok önemli işlere imza attığını ancak bunların unutulduğunu düşünüyor. Tekin’e göre, bütün liderler arasında sicili en temiz olan kişi de Deniz Baykal.

CHP’nin yeni il başkanına yaklaşan yerel seçimler ve CHP’nin politikalarına dair sorular sorduk:

– Seçimlerden sonra bir özeleştiri yaptınız, “Seçimlerden ders aldık, aynı hatalara düşmeyiz” diye bir söz söylediniz. Bahsettiğiniz hatalar nelerdi?
– Biz toplumla iyi bir bağ kuramadık, toplumun taleplerini iyi algılayamadık diye düşünüyorum. O eksiklerimizi bu dönemde gidereceğiz. Bir yerel yönetici olarak önce kentin beklentisinden söz edebiliriz. Bu da ulaşımdır, sudur, havadır, imar planlamasıdır, depremdir, güvenliktir, yani o kadar sayılabilecek şey var ki. Bunların hepsi önemli sorunlar ve mutlaka çözülmesi gereken sorunlar ama bunlar çözülürken vatandaşın beklentilerine de mutlaka çözüm getirmemiz lazım. Hizmetle ilgili projelere dair çok ciddi çalışmalarımız var, gerek depremle ilgili, gerek planlamayla ilgili, ulaşım ve trafikle ilgili, suyla ilgili çok önemli projelerimiz hazırlık aşamasında. Bunları toplumun her kesimiyle, özellikle üniversitelerle, sivil toplum örgütleriyle paylaşacağız, onlarla tartışacağız ve önümüzdeki dönemde de iktidar olunca İstanbul’da bunları hayata geçireceğiz.

– Kadıköy, Beşiktaş, Avcılar ve Bakırköy sizin kaleniz olarak görülüyor. Sarıyer, Maltepe, Ümraniye ve Adalar’ı da alacağınızı söylüyorsunuz. Adaylarınız nasıl kişiler olacak ve özellikleri ne olacak?
– Evet, birçok yeri alacağız, yani onlar ilk aklıma gelenler, Büyükçekmece, Bahçelievler de var. Bununla ilgili çok ciddi projelerimiz olacak, çok ciddi adaylarımız da olacak. Adaylarımızı belki seçimden 7-8 ay önce, belki 1 yıl önce açıklayıp toplumla paylaşacağız.

Mesela sosyal demokrat partilerde gençler ve kadınlar çok önemlidir. İstanbul’da bu ihmal edilmiş. Bu konuda çok nitelikli 2000-2500 kişilik bir gençlik ordusu kurmak istiyoruz. Ayrıca kadın kurullarımız da çok hareketli olacak. Önümüzdeki 2-3 ay içerisinde artık göreceksiniz ve İstanbul halkıyla bu arkadaşlarımızı tanıştıracağız. Topluma bunlarla gideceğiz, başka aracımız yok.

– Ahmet Hakan bir yazısında sizden “AKP’yi çökertecek adam” olarak bahsetmiş. Bunu da yerel yöneticilik tecrübeniz sırasında elde ettiğiniz bazı belgelere bağlıyor. Bu yolsuzluklara dair belgeleri açıklayacak mısınız?
– Sağ olsun Ahmet güzel yazmış, çok yakından takip ettiği için iyi bilir, 3 yıldır gercekgundem.com’da yazı yazıyorum ve bu belgeleri iki yıldan beri açıklıyorum, yani belgelerim çok gizli belgeler değildir. Bugüne kadar yazmış olduğum yolsuzluk belgeleriyle ilgili bir tek dava açılmamıştır. Bu da demektir ki; bu belgelerin doğruluğu kanıtlanmıştır. Zaten gercekgundem.com’a girdiğinizde de bu belgeleri görmek mümkün. İstanbul’da çok büyük yolsuzluklar var. Ben bir yerel yönetici olarak İstanbul’un son 25 yılını bir irdelediğimde, bir Dalan dönemi, bir Sözen dönemi dışında ondan sonraki son 15 yıla baktığınızda büyük bir tahribat ve büyük bir yolsuzluk var. Bütün bu sorunların üstesinden geleceğiz; biz cumhuriyet halk partisiyiz, biz önemli bir partiyiz

– Baykal’a rağmen CHP’ye oy veren bir kitlenin de söz konusu olduğunu düşünürsek, seçimlerdeki başarısızlıkta Baykal’ın rolü nedir?

– Sayın genel başkanımızla ilgili yapılan bu eleştiriler haklı eleştiriler değil. Teknoloji gelişmiş, eskiden işe girmek istediğinizde sizden istenen bir belge var: sabıka belgesi. Şimdi ona gerek yok. Teknoloji gelişti. Açın google’ı Deniz Baykal yazın. Bütün altındaki olup biten siciline bakın. Tayyip Erdoğan yazın, altındaki yolsuzluk belgeleri ve siciline bakın. Bütün liderleri yazıp baktığınızda göreceksiniz ki, sayın genel başkanımıza yapılan eleştirilerin çok haklı bir tarafı yok. Ama sayın genel başkanımız son 10 yılda baktığınızda çok önemli görevler yapmıştır. Tabii toplumumuz çok unutkan, zaman zaman unutuyoruz.
Ulusal politikalarla ilgili de çok eleştirildi. Kim haklı allahaşkına? Bunu bir tek gündeme getiren ve ısrarla savunan CHP ve onun genel başkanıydı. Şimdi Türkiye, sayın Deniz Baykal’ın 6 ay önce 2005 yılından beri söylediği noktaya geldi. Onun için bu kadar kirlenmiş liderlerin arasında Deniz Baykal’ın eleştirilmesi doğru değildir.

– CHP’nin kemikleşmiş elitist yapısına karşın halka daha yakın bir kişi olarak görülüyorsunuz. Bu özelliğinizin başarınızdaki etkisi nedir?

– Ben oralardan geldim. Doğduğum yer belli, ben Ardahanlıyım. Ardahan’ın bir köyünde doğmuş, oranın bir ilkokulunda eğitim almış, İstanbul’a gelmiş bir insanım. Elbette onlarla bağım daha çoktur. Yani özellikle Kadıköy’de herkes bilir, 13 yıllık süre içinde 80 bin kişiyle birebir görüşmüşümdür. Kadıköy halkına sorduğunuzda, onların size vereceği cevap bellidir.
Hiç kimseyi ayırmadım. Solcu, sağcı, İslamcı, şeriatçı, kapım herkese açıktır, herkese aynı mesafedeyim. Onun içindir ki biz yerel yönetimler seçimine girdiğimizde özellikle AKP’nin yoğun olduğu bölgelerde ciddi anlamda oy aldık.