Galata’dan moda uçuşu…




Duygu Ertürk

Dün başlayan ve 1 Haziran’a kadar devam edecek olan Galatamoda Festivali’nin ilk günü… Galata Kulesi’nin etrafı şımarık renklerle, birbirinden ilginç ve albenili haute couture tasarımların konuşlandığı stantlarla çevrelenmiş. İç içe geçmiş standlar, mekânın tam ortasında kurulan kafeler ve mini Kahve Dünyası’yla kule, festivalden çok karnaval havasına bürünmüş. Aslına bakarsanız, bir pazaryeri gibi Galata.

Girişte ünlü modacı Özlem Süer’in siyah renk ve dantelin ağırlıkta olduğu abiye tasarımlarından oluşan standı göze çarpıyor. Festivaldeki uçuk tasarımlarla kıyaslanınca Süer’in koleksiyonu daha basic, klasik olarak nitelendirilebilir. Aslında moda dünyasının tanınmış isimleri genellikle klasik modeller çalışmışlar festival için. Gamze Saraçoğlu tamamen organik kumaşlar kullanarak hazırladığı “Purely” isimli koleksiyonunda yaratıcılığını olduğu kadar sadeliği de ön plana çıkarmış.
Modanın bir başka önemli ismi, Hatice Gökçe ise koleksiyonunda beyaz ve füme ağırlıklı, kenarları işlemeli kaftanları tercih etmiş.

Bu yılki festivalin yaramaz çocuğu Nur Toktay hiç şüphesiz. Tam bir renk cümbüşü olan taç ve şapka koleksiyonları bir yana, Toktay’ın nev-i şahsına münhasır dış görünümü bile müşteriyi kendine çekiyor.

Tasarımcı Nazlı Çetiner, haute couture kavramını çocuk bedeniyle buluşturuyor. Çocuğunu, hatta bebeğini fabrikasyon mallardan uzak tutmak isteyenler için alternatif bir koleksiyon hazırlamış. Renkli koleksiyonda tulumdan elbiseye kadar farklı seçenekler mevcut.

Meydanda gezinirken, baştan çıkarıcı çantalar göreceksiniz. Biraz daha yaklaştığınızda fark edeceksiniz; sizi baştan çıkartan şey çantaların üzerinde resmedilmiş, dolgun dudaklı, kırmızı rujlu seksi kadın yüzleri… Koleksiyon, aksesuvarda bile salaştan vazgeçemediğini söyleyen tasarımcı Sahra Katoğlu’na ait. Katoğlu’nun tasarladığı laptop çantası görülmeye değer.

Simay Bülbül, Galatamoda için hazırladığı koleksiyonunu ‘deri ve tekstil entegrasyonu’ olarak tanımlıyor. Her biri orijinal deriden hazırlanan tasarımlar bol, salaş stili benimseyenlere özel…
Bir başka stand, yaratıcı ismi İlona Levi. Tasarımlarında günlük yaşamın vazgeçilmezi basic tişörtlerden yola çıkan Levi, koton, tül ve dantelalarla hareketlendirmiş koleksiyonunu.

En gözalıcı standlardan biri Özgür Masur’a ait. Masur, bir parkinson hastasının hayatından esinlendiği “Den Den” isimli koleksiyonunu “deneysel” olarak tanımlıyor. Den den, Türkçe’deki tekrar işaretinden alıyor adını. Şifon gece elbiseleri ve günlük penye elbiseler ona göre sıradan, müteakip günleri yansıtıyor.

Fiyatlarla ilgili bir kaç şey söylemekte fayda var. Elbette burası bir pazaryeri ve fiyatlar elbette uygun ama bu kadar ünlü tasarımcı biraradayken fiyatların da semt pazarlarından çıkmış gibi olduğunu sanmayın sakın.

Son olarak, standları gezerken “özel olarak yıkanmış, kurutulmuş” elma yemek isteyenler, elmanızı yanınızda götürmenizde fayda var; zira sert ve yeşil arkadaşlarımızın adedi burada 3 YTL!