‘Meğer başımıza tsunami illeti gelecekmiş’

“Biz sadece filmlerde görürüz Tsunami denen illeti, meğer başımıza geleceği varmış”

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, 30 Ekim’de Ege Denizi’nde meydana gelen deprem sonrasında oluşan tsunami‘nin Sığacık‘ta neden olduğu yıkım karşısında yukarıdaki benzetmeyi yapıyordu.

Sadece politikacılar değil, konuyla doğrudan ilgili olması beklenen birçok yer bilimcisi de İzmir depremi sonrasında en çok Seferihisar’ın Sığacık mahallesini vuran deniz yükselmesinin, Cumhuriyet döneminde Türkiye kıyılarında gerçekleşen ilk tsunami olduğunu dile getirdi kameralar karşısında.

Oysa, Türkiye’de tsunami araştırmaları konusunda öncü konumdaki Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Fakültesi Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi‘nin Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner‘e göre Türkiye kıyılarında bir çok tsunami yaşanıyor ancak kamu ve bilim insanları, küçük ölçekli olması nedeniyle bu hadiselerin tsunami kaynaklı olmadığını sanıyor:

“Gölde bile tsunami olabilir”

“Türkiye’de küçük ölçekteki tsunamilere isim vermekte zorlanılıyor. Tsunami sadece okyanuslarda değil değil her denizde hatta göllerde de olur. Ege Denizi’ndeki çökme 500 metre derinlikte oldu ve yarım ile 1 metre arasında atıma yani çökmeye neden oldu. Ama Sumatra’da 2 bin 200 metre derinlikte 25 metre, Japonya’da bin 500 metre derinlikte 38 metre atım yaptı. Türkiye’de olan da okyanuslarda olan da tsunamidir, ölçekleri farklıdır.”

Sığacık kıyılarında bir grup bilim insanıyla tsunaminin etkilerini araştırırken, HaberVesaire Soruyor programının ekran konuğu Ahmet Cevdet Yalçıner, Türkiye kıyılarını etkileyen ve akla gelen ilk tsunaminin 1956’da Güney Ege’deki Amargos adasında gerçekleşen 7,7 büyüklüğündeki depremin neden olduğu tsunami olduğunu söylüyor. Ancak Yalçıner göre yakın tarihimizde de birçok tsunami yaşandı:

“Bodrum’de 10’dan fazla tekne battı”

“Ölüm yaşanması, kameralar tarafından kaydedilmesi ve gözler önünde cereyan etmesi nedeniyle Sığacık’ta yaşanan tsunami dikkat çekti. Ama, örneğin Bodrum-Kos Depremi‘nde 20 Temmuz 2017 gecesi, Bodrum’un Gümbet koyunda 10’dan fazla tekne tsunaminin neden olduğu dalgalarla battı. 1999 Marmara Depremi’nde İzmit Körfezi’nde yarımadanın çökmesiyle oluşan dalga da tsunamiydi. Tsunami bir ölçüde göz ardı ediliyor. Sığacık göz ardı etmekten vaz geçmemiz gerektiğini gösterdi. Sığacık’ta yaşananlar sayesinde tsunami, Türkiye’de bilenen bir kelime haline geldi. Farkındalık yarattı.”

Liman dalgası” anlamına gelen tsunami‘nin Japonca “tsu” (liman) ve “nami” (dalga) kelimelerinden oluştuğunu söyleyen Yalçıner bu doğa olayını “deniz tabanında düşey hareketle oluşan dalga” olarak tanımlıyor: “Japonlar bu dalgaya liman dalgası ismini verdi. Çünkü en fazla zarar verdiği limanlardır.”

“1,9 metre yüksekliğinde dalgalara neden oldu”

Yalçıner, Türkiye kıyılarında gerçekleşen bu son tsunaminin gelişimini şöyle aktarıyor:

“Son depremde dalganın gelişi çok hızlı olmadı, 10 dakikalık bir süre içerisinde geldi. Yıkıcı bir dalga değildi. Deniz tabanında yarım metre ile 1 metre arasında çökme oldu. Bu nedenle yıkıcı bir dalga oluşmadı. Ama insan boyunu aşan bir dalga yüksekliğinde (1,9 metre) kıyıda ilerledi. Deniz tabanındaki çökme iki misli olsaydı, kıyıdaki etkisi dört kata kadar artacaktı. Çünkü denizde üssel olarak artan bir enerji birikecekti. Vereceği zarar da üssel olarak artacaktı. Bu nedenle ucuz atlatıldığını düşünüyorum.

ODTÜ Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi’nin yaptığı canlandırmada, 30 Ekim’de Sisam adası açıklarında meydana gelen depremin, deniz tabanında neden olduğu çökme ve çökmeyi takip eden dalgalar görülüyor. Canlandırmadan alınan ekran görüntüsünde mavi renkli bölümler denizin çekilmesini, kırmızılar ise çekilmeyi takip eden dalgaları temsil ediyor. (KAYNAK: ODTÜ)

“Deniz tabanındaki çökme, kıyılarda suyun birkaç dakika içinde çekilmesine neden olur. Kıyı çizgisi geriye çekilir. Denizin geri çekilmesi anormal bir durumdur. Balıkların karada kaldığına tanık oluruz. Çekilen deniz arkadan gelecek ikinci dalganın içine su kütlesi olarak dolar ve kıyılara daha fazla etki edecek biçimde geri gelir ve hasara yol açar. Tsunami bir dalga şeklinde oluşur sonra altı yedi dalgaya bölünür. En önde gelen dalga centilmen dalgadır.

“Denizde uzunluğu 30 kilometre, genişliği 10 kilometrelik bir alan çöktü”

“Deniz tabanındaki çökme nedeniyle dalgalar Sisam adasıyla Sığacık arasında oluştu. O bölgede uzunluğu yaklaşık 30 kilometre, genişliği 10 kilometrelik bir eliptik alan çöktü. Derinliği 0,5 ile 1 metre arasında heterojen bir çökme var. O çökme ile oluşan dalga birkaç dalgaya bölünerek kıyılara ilerledi. Sığacık Körfezi’ne dolan dalgalar dışarıya çıkamadı ve denizin şişmesine neden oldu. Limanın dar ağzından içeriye doldu ve dışarıya çıkamadı. Dalganın adı da buradan geliyor. Limanlarda daha fazla hasara neden oluyor. Suyun limandan dışarıya boşalması 5 saat sürdü.

Sığacık’ın 10 kilometre güneyi Akarca ve kuzeye doğru gittiğinizde Alaçatı’da da dalgaların diğer kıyılara kıyasla daha etkili olduğunu görüyoruz. Alaçatı’da Azmak mevkiinde denizin 1,3 kilometre içeriye girdiğini ölçerek gördük.”

“Tsunami nedenli ilk can kaybı Marmara Depremi’nde olabilir”

Ahmet Cevdet Yalçıner, “Sığacık’ta dalgalara kapılan engelli kadın Türkiye’de tsunami nedeniyle yaşanan ilk can kaybı mı?” sorusunu şöyle yanıtlıyor. “1999’da İzmit Körfezi’nde Ulaşlı kasabasında gece 3’te beş genç kıyıda oturuyordu. Onların oturduğu bölge denize kaydı. O gençler kayıp, bedenlerine ulaşılamadığını biliyoruz. Elimizde bir kanıt yok ancak bir başka vaka olarak elimizde bulunması gerekiyor.

Ankara’dan tsunaminin etkili olduğu kıyı şeridine depremin ertesi günü ulaştıklarını söyleyen Yalçıner, yürüttükleri araştırmanın değer kazanması için hassas ölçümler yapmaya çabaladıklarını dile getiriyor:

“Kaliteli ölçümler yapılmaya çalışıyoruz. Neler yapıyoruz? Tanık görüşlerine başvuruyoruz. Her tsunamide yönelttiğimiz belli sorularımız var. Bir farkındalık analizimiz var. Bu araştırmayı dünyadaki her tsunami için Japonya’daki Tohoku Üniversitesi yürütüyor. Pandemi nedeniyle gelemedikleri için onlar adına İzmir’de biz çalıştık, anketler yaptık.”

Yalçıner yapılan ölçümleri de şöyle sıralıyor:

  • Dalga ne zaman geldi?
  • Dalga geldikten sonra ilk davranışı neydi? Bunun cevabının “çekilme” olduğunu artık biliyoruz.
  • Ne kadar yükselme yaptı?
  • Nelerde akıntı yarattı? Ne tür malzeme sürükledi?
  • Ve nereye kadar ilerledi? İlerleme zonunu çok hassas biçimde ölçüyoruz çünkü baskın haritasını yapacağız.

Yalçıner, bunlara ek olarak tsunami oluşturan ve oluşturacak fay mekanizmasını saptamaya çalışacaklarını söylüyor.

Ege Denizi’nde 30 Ekim’de gerçekleşen tsunami’nin dijital canlandırmasını ilk kez Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi RGB ekranında yayınlanan HaberVesaire Soruyor programında paylaşan Ahmet Cevdet Yalçıner, bu animasyonu, işbirliği yaptıkları Avrupa Birliği’nin acil durum merkezine de gönderdiklerini ifade ediyor. Yalçıner UNESCO Kuzey Doğu Atlantik ve Akdeniz Tsunami Uyarı Sistemi başkalığını da yürütüyor.

 

‘Solunum cihazına bağlı gazetecilik’

Salgında görev yapan basın emekçileri kurumlarının aldığı tedbirlere rağmen sahada zorlandıklarını belirtirken, her gün bir çalışanın koronavirüs testinin pozitif çıktığını belirten TGS, önlemlerin yetersiz olduğunu savunuyor.

Üstüne para alarak petrol satın almak?

İktisatçı Ege Yazgan ham petrolün fiyatının eksilere düşmesini petrol alım kontratlarının üretimden önce yapılmasına ve bu kontratların piyasada alınıp satılmasına bağlıyor. Kontrat tarihi geldiğinde petrol almak istemeyen yatırımcı, kontratı zararına da olsa elinden çıkarmak istiyor.

Sokağa çıkma yasağında 23 Nisan kutlamaları

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında başrolü oynayan TBMM’nin açılışının üzerinden 100 yıl geçti. Bu özel günü koronavirüs tedbirleri nedeniyle vatandaşlar evlerinden kutlamak zorunda kaldı. İçişleri Bakanlığı’nın aldığı karar sonucu uygulanan sokağa çıkma yasakları beraberinde farklı kutlama yöntemlerini de getirdi.

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını unutmayan vatandaşlar, online törenler ve konserler, balkonlarından okudukları marşlarla günü geçirdi. Akşam dokuzda ise herkes balkonundan, pencerelerinden İstiklâl Marşı ve diğer marşları birlikte söyleyerek 23 Nisan’ı kutladı.

 

İnternet bu kadar pahalıyken bu günler nasıl geçecek?

Mobil telekomünikasyon operatörlerinin koronavirüs salgını sürecindeki reklam kampanyalarının odağında “sabır” ve “dayanışma” telkinleri ile “bu günler de geçecek” temennisi yer alıyor. İktisatçı-yazar Mustafa Sönmez, bu şirketlerin koronavirüs krizini nasıl karşıladığını HaberVesaire’ye değerlendirdi.

Milli mücadelenin önderi; Birinci Meclis

TBMM’nin kuruluşunu işgal altındaki ülke için bir çıkış yolu olarak değerlendiren Prof. Dr. Rıdvan Akın, Birinci Meclis’i müdahalenin az, yerel insiyatifin daha fazla olduğu bir ortam olarak nitelendiriyor

Tecavüz ettiği çocukla evlenen tecavüzcüye cezasızlık teklifi

Hukukçulara göre cinsel saldırı mağduru çocuğun faille evlenmesi halinde cezasının ertelemesi öngören kanun teklifi, çocukların yasalar eliyle cinsel istismarı anlamına geliyor. Çocuğu istismardan koruyacak zorunlu önlemleri almak şöyle dursun, çocuk istismarını meşru kılıyor.

İngiltere’de mahsur kalan Türkiye vatandaşları yardım bekliyor


Covid-19 pandemisi nedeniyle Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki uçuşların 17 Mart’ta durdurulmasıyla bazı Türkiye vatandaşları İngiltere‘de mahsur kaldı. Seslerini duyurmak amacıyla bir video kaydeden vatandaşlar, Dışişleri Bakanlığı’ndan, ülkelerine dönmek için haber bekliyor.

İngiltere’de öğrenci statüsünde bulunup dönmek isteyen Türkiye vatandaşları, 23 ve 24 Mart günlerinde düzenlenen özel izinli uçuşlarla İstanbul’a getirilmişti.

Annesiyle beraber İngiltere’ye, ablasını ziyarete giden Yağmur Şenol‘un dönüş uçağı 20 Mart’taydı. Biletinin iptal olması üzerine Türkiye’nin Londra Başkonsolosluğu‘na başvuran Şenol, süreci şöyle anlatıyor:

“THY seferleri adeta yağmalandı”

“Biletler iptal olduktan sonra konsoloslukla iletişime geçtik ve bizden dönüş talebimiz için bir form doldurmamızı istediler. Turist ve öğrencilere öncelik verileceği, merak etmememiz, burada kalmayacağımız, onlardan haber beklememiz bize söylendi. Bu noktada bizim de bir hatamız oldu. Haber bekleyip hiç harekete geçmedik. Konsolosluğun düzenlediği sefere sadece Erasmus öğrencileri alındı. Sonra Türk Hava Yolları da kendi insiyatifinde dört sefer düzenlemiş ve bunları sosyal medya hesaplarından paylaşmış ama biletler adeta yağmalandı ve anında bitti. Konsolosluk da form dolduranlara bu seferleri haber vermedi.”

Konsoloslukla daha sonra iletişim kurduklarında sert yanıtlar aldıklarını belirten Yağmur Şenol, olayın bazı basın-yayın organlarına yansıdıktan sonra konsolosluğun tavrının değiştiğinin altını çizdi.

“Parası bittiği için parkta kalan biri bile var” 

Bir Türk dayanışma grubu bulduğunu söyleyen Şenol, bu grubun bir charter sefer için Dışişleri Bakanlığı’na bir liste hazırladığını söyledi. Diğer herkese ulaşamadıklarını belirten Şenol, konsolosluğun verilerine göre onlarla aynı durumda olan binlerce kişi olduğunu ifade etti.

“Bakanlığa iletmek adına bir liste oluşturduk, bu listede bile 25 turist ve 10 öğrenci var. Diğer kalanlar da çifte vatandaşlar, Ankara Antlaşması ile buraya gelip iş kuranlar, ama geçinemeyip dönmek isteyenler vs… Parası bittiği için Londra’da parkta kalan biri bile var.”

Yağmur Şenol gibi Türkiye’ye dönmek için talepte bulunan birçok Türkiye vatandaşının tek problemleri ise bu zor günleri evlerinde geçirmek değil. İngiltere’nin ulusal sağlık sistemi NHS (National Health System) ülkede turist olarak bulunanlara belli oranda yardımcı olabiliyor. NHS kuruluşlarında yabancılara test yaptırmak ücretsiz olsa da, tedavinin ilerleyen süreçlerinde kuruluş para talep edebiliyor.

Şu an kaldığı evde de yedi kişi olduklarını söyleyen Şenol, kimsenin dışarıya çıkmadığını ve evdeki bir kişinin sağlık çalışanı olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği ise resmi sayfasında, yeni bir uçuş düzenlemesi olduğu takdirde kamuoyuna duyurulacağını duyuruyor ve büyükelçilik, ile Londra ve Edinburg başkonsolosluklarının sosyal medya hesaplarının takip edilmesini rica ediyor.

Özel okullar uzaktan eğitimde ayrıcalıklı mı?

Özel okullar ve devlet okulları arasındaki fark uzaktan eğitimle iyice belirginleşti. Özel okullar eğitime online olarak devam ederken devlet okullarında altyapı olmadığı için eğitimin nasıl ilerleyeceği hâlâ belirsiz.

’30 bin moto kurye işsiz kaldı’

Koronavirüs önlemleri nedeniyle motorlu kuryelerin işlerinin yoğunlaştığı konuşulurken İzmir Motorlu Kuryeler Derneği Başkanı Fuat Özeren, Türkiye’deki her iki kuryeden birinin karantina döneminde işini kaybettiğini söylüyor.