Faturayı hep emekçi mi ödeyecek?

Yaşadığımız ekonomik durgunluk süreci bir resesyon mu yoksa depresyon mu? Bu sürecin sonunda kapitalizm çökme yoluna girer mi girmez mi? Dünyada devrimci kalkışmalar ortaya çıkar mı çıkmaz mı? Bu işin sonu üçüncü dünya savaşına varır mı, varmaz mı? Dört ünlü ekonomist Ahmet Tonak, Taner Berksoy, Sungur Savran ve Hayri Kozanoğlu önceki gün İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde … Devamını oku

Çocuklar santralistanbul’da günlerini kutladı

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi koordinasyonunda Santral İstanbul’da yapılan etkinlikler ile kutlandı. Eyüp İlçesi’ndeki çeşitli ilköğretim okullarından gelen 250 öğrencinin katıldığı kutlamalarda Resim, T-Shirt boyama, oyun ve kolaj gibi çeşitli atölye çalışmalarıyla çocukların bu günün anlamını kavramaları, kollektif bir bilinç sahibi olmaları ve eğlenirken öğrenmeleri sağlandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere, Kuştepe ve Santralİstanbul kampüsleri çevresindeki semtlerde düzenli çalışmalar yapan Çocuk Çalışmaları Birimi kutlamaları gelenekselleştirmeyi planlıyor.


İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi
Santralİstanbul
Kazim Karabekir Cad. No:1 34060 Eyüp / İstanbul
Tel: (212) 311 75 67 Faks: (212) 311 78 03

Haber: Mert Çimen
Kamera: Emre Sayacan

Çocuklara gününü gösteriyoruz

Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Yani, çocukların vatandaşlık haklarından tutun da eğitim, sağlık, barınma ya da her türlü istismar, ihmal, ve sömürüye karşı korunmasını amaçlayan bir dizi kurallar bütününden oluşan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (ÇHS) 20 Kasım 1989’da kabul edilişinin yıldönümü. Savaşlarda ölüm sırasını bekleyen, yetersiz sağlık hizmeti olmadığı için salgın hastalıkların pençesine düşen, … Devamını oku

Her derde deva Kültür Başkenti

İstanbul’un 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti (AKB) seçilmesi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılma sürecinde önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor. Örneğin, AKB girişiminin öncülerinden AB Uzmanı Cengiz Aktar “Bu projeyi başarmamız şart. Başarırsak AB sürecinde işleri kolaylaştıracak” diyor. İstanbul’un, üyesi olmayı istediği birliğin kültür başkenti seçilmesinin Türkiye’ye ne kazandıracağı, kazandıracaksa da bu “proje”nin başarı ölçüsünün ne … Devamını oku

“Türkiye’de burjuvazi ödlek ve sığ”

Geçen hafta Tarafgazetesinin birinci sayfasından “batıyoruz” çığlığı yükseldi. Birinci yılını geride bırakan gazete reklam alamadığı için varolma savaşı veriyor. Kimi ses getiren haberlerini bir yana bırakırsak, iktidar partisine olan yakın duruşu nedeniyle eleştiriyi hak etse de, gazetenin, kendisinden az satanlara göre neredeyse hiç reklam alamaması çok manidardı. Benzer bir süreci kapatılan Noktadergisinin başına gelenler sırasında … Devamını oku

Spinoza Bilgi’deydi…

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile üniversitenin Spinoza Çalışmaları Çevresi grubu tarafından düzenlenen “Spinoza Günleri” başlıklı konferans geçtiğimiz hafta yapıldı. Türkçe’ye Cema Bali Akal ve Reyda Ergün tarafından yeni çevrilmiş olan Spinoza’nın, Teolojik-Politik inceleme kitabının geniş kitlelere tanıtılması amaçlanan konferansta Spinoza’nın felsefesi tartışıldı. Üniversitenin Dolapdere Kampusu’nda 14-15 Kasım tarihleri arasında yapılan konferansta Benedictus de Spinoza’nın, Tractatus Theologico-Politicus (TTP) isimli eserinde ortaya koyduğu temel konuların günümüzün başat sorunlarını da tanımladığı belirtildi.

Cezaevlerindeki tecrit sorunu masaya yatırıldı

Sivil toplum kuruluşları, insan hakları savunucuları ve demokratik kitle örgütleri tarafından düzenlenen Türkiye Hapishaneleri’nde Tecrit Gerçeği adlı sempozyum İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusü’nde 16 Kasım Pazar günü yapıldı. Sempozyumda tecridin tıbbi, psikolojik ve hukuki boyutu ele alınırken hekimler de tecridin insan sağlığı üzerinde yarattığı tahribata ilişkin yaptıkları araştırmalardan örnekler verdi.

Dünya Hekimler Örgütünün de davetlileri arasında olduğu sempozyum İnsan Hakları Derneği, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Birliği (TUYAB), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD), Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUAD), Toplum ve Hukuk Araştırmalar Vakfı (TOHAV) ve Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) tarafından düzenlendi. Daha önce tecrit sorunun yaygın olarak yaşandığı F tipi cezaevinde kalmış tutuklu ve hükümlüler ile tutuklu yakınlarının yoğun ilgi gösterdiği sempozyumda işkence görmüş ve bu yüzden sakat kalmış kişiler de sorunun çözümünü talep etti. Devlet yetkililerin, tecridi sadece siyasi tutukluların sorunuymuş gibi yansıtmaya çalıştığı belirtilen sempozyumda, tecridin sadece tutuklu ve hükümlüleri değil, insanlığı ilgilendiren bir sorun olduğu vurgulandı. Sempozyumda tecridin tıbbı, psikolojik etkileri doktor Şükran Erençin ve Veysi Ülgen tarafından bilimsel araştırmalarla desteklenerek anlatıldı.

Sempozyumda İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Efe, tecrit uygulamasının yaygın olarak yaşandığı F tipi cezaevlerinin açılmasına 8 yıl önce karşı çıktıklarını ve tecrit uygulamasının kaldırılması için hala çabaladıklarını söyledi. Tecritin insanın kişilik haklarına aykırı ve sessiz bir ölüm olduğunu ifade eden Efe, tecritteki insanların her gün işkencelere maruz kaldıklarını da sözlerine ekledi.TAYAD temsilcisi Süleyman Acar konuşmasında hükümetin cezaevlerindeki tecritten ve işkenceden ölen tutuklulardan hiçbir rahatsızlık duymadıklarını belirterek, bu ölümlerin yetkilileri memnun ettiğini öne sürdü. Yeni F tipi cezaevlerinin yapıldığın da vurgulayan Acar hükümetin tecridin kaldırılmasına yönelik bir adım atmayacağını da söyledi.

“Lale soğancısında buluşalım sevgilim”

Kavuşmaların ve vedaların vazgeçilmez mekanları olan havaalanları aslında ait oldukları kentlerin dokusu ve kültürleri hakkında bize ilk izlenimleri verir. Örneğin Atina’nın ufacık havaalanına ilk indiğinizde Türkiye’den aslında hiç çıkmamış gibisinizdir. Gümrük memurlarının vücut dili adeta bizimkileri andırır, buyurgan ve tekinsizdirler. Yunanistan’a geldiğinizi anlamak için ancak koca bir bardak Frappe içmeniz gerekecektir. Amerika’daki tüm havaalanları sizi … Devamını oku

Erkek kentinde kadın

“Kadın dostu kent” yaratmak… Son yıllarda gündeme gelen ancak yine de medyadan hak ettiği ilgiyi göremeyen bir konu bu. Kentlerimiz erkekler tarafından tasarlanıyor. Sahiplerine mutlu ve rahat bir yaşam sunan bu planlama kadın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmuyor. Meclise girmeden önce kurucuları arasında bulunduğu İstanbul Kadın Araştırmaları Merkezi’nde (İKAM) kadınlara yönelik projeler yürüten AKP İstanbul Milletvekili … Devamını oku