Bu kez ölmeden seslerini duyurdular




Ahmet Şık

Adına “iş kazası” denilen, çalışanların “işçi cinayetleri” olarak nitelediği işçi ölümleriyle gündemden düşmeyen Tuzla tersaneler bölgesinde bugün (16 Haziran Pazartesi) grev vardı. Her ne kadar greve katılım düşük olsa da, işçiler bu kez ölmeden seslerini duyurabilme fırsatı buldu. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı greve 40 bin tersane işçisinden ancak 400’ü katılırken polis sabah saat 05:00’te tersaneye işçileri götüren servislere eşlik ederek, işçilerin greve katılmasına engel oldu. Sendika, patronların grevi engellemek için kimi temsilciler aracılığıyla işçilerin evlerine giderek greve katılmamaları yönünde “uyardığını” söyledi. Yapılan konuşmalarda Tuzla tersanelerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün uygulanması, taşeron sisteminin kaldırılması, çalışma saatlerinin 7.5 saat olması ve kayıt dışı ekonominin son bulması talep edildi.

Grevdeyiz”

Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Tuzla’da işçiler ve greve destek için gelenler, sabah saat 06.30’dan itibaren Limter-İş Sendikası ile İçmeler Tren İstasyonu’nun önünde toplanarak yürüyüşe geçti. “Grevdeyiz” yazılı bir pankart eşliğinde Tersaneler Caddesi’ni çift yönlü olarak trafiğe kapatarak, “Artık ölmek istemiyoruz” sloganıyla grev meydanı olarak ilan edilen Tuzla Gemi Sanayi’nin önüne kadar yürüyüş yapan işçilerle polis arasında zaman zaman gerginlikler yaşandı. Grev alanına gelen işçiler, çalışmaya devam eden işçileri iş bırakmaya davet etse de bu çağrı yanıt bulmadı. İşçiler davul zurna eşliğinde halay çekip sloganlar atarken birçok demokratik kitle örgütüyle ÖDP, DTP ile CHP’li kimi milletvekilleri ve parti temsilcileri de işçilere destek vermek üzere grev alanına geldi.

Sorun sadece iş cinayetleri değil

Kalabalığın sayısı destekçilerle birlikte 2 bini bulurken, yoğun güvenlik önlemi alan polis, grubu uzaktan izlemekle yetindi. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Yaşasın grev”, “Ölmek istemiyoruz” sloganları atan kalabalığa hitaben Limter-İş Başkanı Cem Dinç yaptığı konuşmada, patronların sendika olmadan bir çözüm istediklerini belirterek şunları söyledi:

“Bu yüzden greve gidiyoruz. 16 yıldır Limter-İş önderliğinde işçiler mücadele ediyor ve sorun sadece iş cinayetleri değildir. Tersane işçileri iş kazalarının yanısıra yaralanmalar, meslek hastalıkları ve sağlıksız iş koşullarıyla da yüzyüze. Her ne olursa olsun bu kuralsızlığa karşı sesimizi daha da yükselteceğiz. Patronlar grevi engellemek için işçileri işten atmakla tehdit ediyor. Eğer 17 Haziran’da bir tek işçi arkadaşımız çıkarılırsa o tersanenin önünde olacağız.”

“Tersane tekstil işi değil ağır iştir”

Daha sonra söz alan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de tersane patronlarının üretilen gemilerle fiyaka yaparken gemilerin işçilere mezar olduğunu söyledi. Benzer taleplerle 27 Şubat’ta da bir eylem yaptıklarını ve taleplerinin gerçekleşmediğini belirten Çelebi, bu durumun sorumlusu olarak Çalışma Bakanlığı ve hükümeti göstererek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devlet tersanelerinde böylesine acımasız ve insanlık dışı çalışma koşulları yoktur. Bugün tamamen özelleştirilen tersaneler sorunu daha da büyütmüştür. İnsanca yaşamak için, yasadışı koşullarda üretim yapılmaması için, ölümlerin durdurulması için biz işverenlere burayı zindan edeceğiz. Buranın tekstil sektörü olmadığını söylüyorlar. Biz de onu söylüyoruz. Burası ağır iş kolu, ona göre çalışma düzeni burada kurulsun istiyoruz”

Tuzla tersanelerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün uygulanmasını, taşeron sisteminin kaldırılmasını, çalışma süresinin 7.5 saate indirilmesini ve kayıt dışı ekonominin son bulmasını istediklerini vurgulayan Çelebi, “Biz bu noktada elimizi taşın altına koymaya hazırız ve bugünkü greve katıldığı için işten atılan bir işçi olursa patronlara Tuzla’yı zindan edeceğiz” diye konuştu.

Konuşmaların ardından çeşitli müzik grupları ile sanatçıların verdiği konserlerin ardından bir günlük grevin sona erdiği açıklandı. Limter-İş Genel Sekreteri Kamber Saygılı, “Başarılı bir grev yürüttük. Tersanelerde yaşanan iş cinayetlerini önlemek için yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemiz 16 Haziran ruhu ile taçlandırılmıştır. Ayağa kalkan işçilerin yürüyüşünü selamlıyoruz. Emekçi ve toplumsal hareketin yüreği bugün Tuzla’da attı. Daha zorlu bir mücadele örgütlemeliyiz. Tersanelerde artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek grevi sona erdirdiklerini açıkladı.