Özlem Özbaş
oozbas@medyakronik.com
Haftalarımı alan feminizm konulu ödevim vesilesiyle Adem’le Havva’ya kadar dalmıştım ve tek niyetim bir oyun izleyip biraz kafa dağıtmak mıydı, neydi? “Hareket Atölyesi”nin “İnsan(lık) Hali”ni izlemek üzere koltuğa kuruldum ve kendimi bir tuhaf “kadın(lık) hali”nin tam da ortasında buldum.
Hareket Atölyesi, 1999’da bir atölye çalışması olarak kurulmuş. Grup 23-67 yaş arası kadınlardan oluşuyor. İnsanın kendini ifade etme şekillerini araştırırken ister istemez mekân, mimari – ses, müzik – hareket, dans – metin, edebiyat – film ve medya alanlarının karşılaştığını gören ekip, kendine bir sınır koymuyor ve dolayısıyla ne yaptığını tarif ederken zorlanabiliyor.
İnsan(lık) Hali topluluğun ikinci profesyonel çalışması ve “Biz kadınlar…” diye başlayan eksik cümlelerin hemen hepsini tamamlamakta iddialı.
Oyunun yönetmeni Zeynep Günsür. Oyunda performanslarıyla göz dolduran isimlerse Gülsu Aren, Meral Erdoğan, Nilgün Günsür, Sibel Günsür, Zeynep Günsür, Gamze İneceli, Dizem Kaftan, Ece Ulutan ve Deniz Olgay Yamanus. Oyunun seyirciyle kurduğu samimi ilişki onları sıcacık tutmaya yetiyor. Her bölümde farklı şekillerde kullanılan naylonlar ve yine poşetli dekor, “haşır huşur”lar herhangi bir şey izliyor olmadığını hatırlatıyor seyirciye.
“…Kendi halimize acıyarak, gülerek, isyan ederek, cinnet geçirerek, dalga geçerek ve daha birçok ruh hali içinden bakarken aklımıza gelenler… Belki de eleştirisini yaptığımız her şeyin kendimizde de olduğunu bilmekten kaynaklanan bir ruh geçmesi hali, ya da sıkıntılı anların ötesinde bir iç geçirme, iç dökme biçimi ve belki de böylece göze görünür hale gelenlerle birlikte bir öteye geçme umudu… Bir (lık) hali güzellemesi…”
Sahnedeki bu dokuz kadın, tuhaflığımızı vuruyor yüzümüze. Yemek yapan, alışverişe doyamayan, çocuk yetiştiren, hemcinslerini kıskanan, tacize uğrayan, “tacize rağmen” sessizce yol alan ve sonunda bir “Boşveeer!” çekerek hayatın gözyaşlarına değmeyeceğine ikna oluveren kadınlar… Eleştirdiğimiz birçok şeyin neticede “dişi canlı” olarak yaratılmış hemen her varlıkta mevcut olduğunu hatırlamak kısa süreli kedere sebebiyet veriyorsa da, bir iç çekiyorsunuz. Geçiveriyor.
İnsan(lık) Hali, kendi haline acıyarak, gülerek, isyan ederek ya da cinnet getirerek bakmak isteyenler için 7, 8 ve 14 Nisan’da Garajİstanbul’da.