Dikkat stadyum boşalabilir!
Tek günahım bindiğim belediye otobüsünün maç çıkışında İnönü Stadyumu’ndan geçmesiydi. Ne zaman bir Beşiktaş atkısı görsem dün geceyi hatırlayacağım.
haber, bilgi, arşiv
Tek günahım bindiğim belediye otobüsünün maç çıkışında İnönü Stadyumu’ndan geçmesiydi. Ne zaman bir Beşiktaş atkısı görsem dün geceyi hatırlayacağım.
Hiçbir millete, hiçbir topluluğa düşmanlık, kin beslenmeyen, önyargıyla yaklaşılmayan bir coğrafyada yolu 1915'ten geçen bir kilise ve bir mezarlık*.
Ya ülkenin “sivil, demokratik ve özgür” olduğunu ya da bizlerin “terörist” olduğunu söylüyorlar. Onlar nutuk attıkça (…) tehcir uygulanıyor.
“UNESCO” İstanbul’a gelmiş, endişeyle izlediği Haliç Metro Köprüsü’nü beğenmiş…
Mimari, şehir planlaması … Bunlar boş şeyler midir erk sahiplerinin gözünde?
Beşinci dakikada direkten dönen top, Hırvatistan karşısında “mucizeci” ruhu çağırabilirdi, olmadı. Hata görevden alınması beklenen Hiddink'te mi?
Küçükçiftlik’ten yükselen sesin havada kalmadığını, Van İçin Rock’ın bir konserden ibaret olmadığını Erciş'teki okulun isminde de görmemeli miyiz?
Deniz Feneri sanıkları kadar değil, kendi yargılanacağımız davanın sanıkları kadar “eşitlik” yeter bana.
Telefonlarım M. Yılmaz isimli şansın e-ihbarıyla dinlenmeye başladı. Polisin yerinde olsam böyle önemli bir haber kaynağını bulur, soruşturmayı derinleştirirdim.
Vatanın zerresi kutsal değildir, kutsal olan insan hayatıdır. Ama ne acı ki yığınlar, “Vatanın bir zerresini vermem” diyerek kandırılıyor.